1 Milyon Gönül Fatihi İle Vizyonumuzu Büyütüyoruz
Kuruluşumuzun, adalet, hak ve özgürlük misyonuyla erdemli yolculuğa çıkışımızın, inanmışlığımızın 21. Yılını, millete, kamu görevlilerine hizmet etmenin onuruyla kutluyoruz. Memur-Sen’imiz bu 21 yılda tarihi kazanımlar listesinin altına imzasını atmış, sessiz devrimlerin altına mührünü vurmuş, Türkiye’nin umudu, milletin sesi, kamu görevlilerinin sözcüsü olmuştur.
Memur-Sen’imiz, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşa girmiş bulunuyor. Yani fetih yaşındayız. Çağ açan çağ kapatan anlayışın mirasçılarıyız. Büyük Memur-Sen ailesi olarak, kalbini ve gönlünü fethetmemiz gereken kamu görevlileri var. Dayanışma içinde olmamız gereken dünya mağdurları ve mazlumları var. İşgalden kurtulmayı bekleyen insanlar, coğrafyalar var. Küresel adaletin ve barışın sağlanması var. Evet, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta olmanın tarihi ve büyük sorumluluğu var ve bu devasa görev önümüzde duruyor.
Bu sorumluluğu yerine getirecek yetkiyi kamu görevlileri ve milletimiz her yıl daha da güçlendirerek Memur-Sen’lilerin alın terinin karşılığını teslim etmeye devam ediyor. 2015 yılında 836 bin 505 olan üye sayımız bu yıl 119 bin 448 artarak 955 bin 989’a yükseldi. İnşallah 2016 yılının sonunda teşkilatlarımızın gayretleri, kamu görevlilerinin teveccühü ile 1 Milyon üye sayısını aşarak erdemli ve soylu mücadelemizi kararlı adımlarla güvenli yarınlara taşıyacağız. Bu yıl tarihi rekorlarımıza yenisini ekleyerek rakiplerimize fark attık, zirvenin zirvesine yükseldik. Erdemliler hareketi olarak, Edirne’den Kars’a, Muğla’dan Hakkari’ye bütün Türkiye’yi baştan başa kuşattık. Sendikalarımız yetkili oldukları il sayılarını artırarak hemen hemen Türkiye’nin her ilinde yetkiyi yakaladılar. Çünkü biz, Türkiye’yiz. Çünkü biz, milletimizle aynı değerleri paylaşıyoruz. Çünkü biz kamu görevleriyle aynı dili konuşuyoruz. Türkiye’yi kuşatan, milletle kucaklaşan erdemliler hareketiyiz. İstikrar ve başarının adresiyiz. Elif gibi dimdik duruşun sembolüyüz.
Kamu görevlilerinin, milletin, ümmetin ve insanlığın umudu haline gelen bu devasa çatı kuruluşun ortaya çıkmasında emeği olan cefakar, vefakar ve kadirşinas kurucularımıza, konfederasyon yönetim kurulu üyelerine, sendikalarımızın yönetim kurulu üyelerine, il başkanlarımıza, sendikalarımızın şube başkan ve yönetimlerine, denetleme ve disiplin kurulu üyelerimize, ilçe temsilcilerimize, işyeri temsilcilerimize, Kadın Komisyonlarımıza, Engelli Komisyonlarımıza, Genç Memur-Sen’imize, Emekli Memur-Sen’imize, ilkeli ve onurlu duruşun sembolü üyelerimize, mesai mefhumu gözetmeyen personelimize, Memur-Sen sevdalılarına şahsım ve yönetim kurulum adına en içten duygularla şükranlarımı sunuyorum. Teşekkürler büyük Türkiye. Teşekkürler aziz milletimiz. Teşekkürler Büyük Memur-Sen Ailesinin güzel üyeleri.
Destansı kazanımlarımızın çokluğuna ve sayımızın büyüklüğüne bakıp yoldan çıkmadık, yolumuzu, yönümüzü ve bakışımızı değiştirmedik. Davamızdan ve mefkuremizden ayrılmadık. Ne kadar çok şey yaptığımızı değil, ne kadar çok şey yapmamız gerektiğini esas aldık. Bir görevimizi tamamlar tamamlamaz yeni yollara koyulduk, yeni ufuklara açıldık. Kamu görevlileri adına yeni görevler ve sorumluluklar üstlendik.
Biz hem büyüdük hem olgunlaştık. Hem iç hem dış gündemin bu kadar hızlı değiştiği süreçte en büyük emek örgütüyseniz, takip etmekte zorlanıyorum deme hakkınız yoktur. Aksine takip edilmekte zorlanılan bir hızı, icraatı, kararlılığı ve tutarlılığı her hal ve şartta koruyan istikrara sahip olmak durumundasınız. Sadece değişime açık olmak yetmez, aynı zamanda değişme yön vermek durumundayız.
Ufkumuz, kamu görevlileriyle, Türkiye’yle sınırlı değil. Bölgesel ve küresel sorunlarda da söz sahibi ve çözüm ortağı olmak istiyoruz. Bugün bölgemizde ve dünyada Yeniden Büyük Türkiye ve Adil Bir Dünyanın doğum sancıları yaşanıyor. Küresel çeteler ile bölgesel ve ulusal taşeronlarının kışkırttığı ırkçılık, terör ve mezhepçilik fitnesi kan ve gözyaşı politikalarına zemin oluşturuyor. Kardeş coğrafyamızı ve kardeşliğimizi parçalıyorlar. Küresel fitne ve küresel adaletsizliğin, insanlığın umumi barışına ve selametine dönüşmesi için “Müminler kardeştir” hakikatine sımsıkı sarılarak, kardeşlik hukukunu inşa ve ihya etmeliyiz.
Yaşanan bu doğum sancılarının sonunda kan ve gözyaşı değil barış ve huzurun ortaya çıkması için çok önemli, çok hayati bir sorumluluk alıyoruz. Bugüne kadar insani yardım merkezli sürdürdüğümüz emek diplomasimizi, sendikal diplomasiyi derinleştirerek, başta medeniyet dünyamızın konfederasyonları olmak üzere dünya emek örgütleriyle ikili işbirliği anlaşmaları yaparak evrensel barışa, insani gelişime ve kalkınmaya katkı yapmak istiyoruz.
İçeride büyüyoruz. Sınırların dışına doğru yürüyoruz. Emperyalistler tarafından cetvelle çizilmiş yapay sınırları kaldırıyoruz. Gönül sınırlarımıza geri dönüyoruz. Bu kapsamda, uluslar arası konfederasyon ve sendikalarla işbirliği ve dayanışmamızı artırdık. Kenya, Fas, Sudan, Azerbaycan, Tunus, Mısır ve Moritanya başta olmak üzere konfederasyon bazında 7 ülkeyle işbirliği anlaşması imzaladık. Sadece son birkaç ayda 15 ülkede çeşitli programlara katıldık. İslam İşbirliği teşkilatı bünyesinde Emek Komitesi kurulması için yoğun girişimlerimiz sürüyor. Bu projemizin gerçekleşmesi halinde İslam ülkeleri konfederasyon ve sendikaları arasında kurumsal zeminde işbirliği kalıcı hale gelmiş olacak. Yine Avrupa Sendikalar Konfederasyonu(ETUC), Uluslar arası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Afrika Sendikalar Birliği(OATUU), Arap Sendikalar Birliği(ICATU) ile dayanışmaya dönük görüşmelerimiz sürüyor.
Konfederasyonumuzun tanıtım kitapçığını Türkçe, İngilizce, Almanca, Arapça, Rusça, ve Fransızca olmak üzere 6 dilde bastık. Facebook, Twitter hesaplarında(İngilizce ve Arapça) çok dilliliğe önem veriyoruz. Ümmet ve insanlığın kalbine girmenin, temas etmenin yolu onların dilini bilmektir. Bu vesileyle tüm teşkilat mensuplarımızın “bir dil bir insan” anlayışıyla mutlaka bir yabancı dil öğrenmelerini istiyoruz. Artık iki dil konuşan başkanlar, sendikacılar için çaba sarf etmeliyiz. Medeniyet değerlerimiz diyorsak Arapçayı Farçayı bilmeliyiz, bu dilleri yeni sendikacılara, gençlere öğretmeliyiz. Evrensel alana hakim olmak istiyorsak Almancayı, İngilizceyi, Rusçayı bilen arkadaşlarımız olmak zorunda. Anlatamazsanız, anlaşılmazsınız, anlaşamazsınız. Anlatmak için dünyanın bütün dillerini öğrenebilirlik haznesine koymalıyız. Öte yandan sendikal alanda ortak bir dilimiz de olmalı. Hedeflerimiz ortaksa, hedefleri anlatırken kullandığımız cümleler ortaksa, sendikacılıkta kullandığımız kavramların ve anlamlarının ortak olması lazım. Bu yüzden Memur-Sen olarak, Ekonomi ve Çalışma Hayatı Terimler Sözlüğü hazırladık. Yakında teşkilatımızla buluşturacağız. Kendi alanının vasatını bilmeyen sendikacı, hakkı korumada vasatı oluşturamaz. Bizim vasatımız başkalarının zirvesinden yukarıda, üstünde olmak durumda.
Ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın en temel sorunu haline gelen terör konusuna iki yönlü bakıyoruz. Terörle mücadeleye moral desteği veriyoruz. Teröre kaynak oluşturan zeminlerin kurutulması için özel çaba gösteriyoruz. Bunun için gençliğe özel önem veriyoruz. Bu noktada, başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı yeniden paylaşmak için kan döken, gözyaşı akıtan, coğrafyaları böldükleri gibi toplumları da bölen emperyalistlere karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Toplu sözleşme tecrübemizi toplumsal sözleşme için de devreye sokacağız. Yapım, yazım ve kabul süreçlerinde milletin özne olacağı demokratik, özgürlükçü ve sivil anayasanın hayata geçirilmesi için milletle birlikte olacağız, milli iradenin yanında saf tutacağız. Memur-Sen olarak, bu yeni anayasanın aynı zamanda mağdurların, mazlumların, ümmetin ve insanlığın kurtuluş, diriliş anayasası olacağına inanıyoruz. Toplumumuzda var olan bilinçle, milletimizin, ümmetin ve insanlığın değerleriyle mecz olmuş bir anayasanın ortaya çıkması ve yürürlüğe girmesi için yoğun bir çalışma dönemine giriyoruz.
Çalışma hayatı ve sendikal alanda da kararlı duruşumuzu ve güçlü kimliğimizi koruyoruz. İki konu bizim sendikal duruşumuzun kolonlarını oluşturuyor. Birisi, kırmızı çizgimiz olan iş güvencesidir ki bizim olmazsa olmazımızdır. Asla taviz vermeyeceğiz. İkincisi, kamu hizmetlerinin kadrolu kamu görevlileri eliyle görülmesidir. Güçlü memur, güçlü devlet, güçlü medeniyet vizyonumuz çerçevesinde bu iki temel yaklaşımımızı daha da güçlendirerek devam ettireceğiz. “Anayasa değişmeli” sözümüzün parantezinde iş güvencesi değişemez hükmü vardır. Hükümet modeli tartışmalı beyanımızın dip notunda iş güvencemiz tartışılamaz duruşumuz da vardır. Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olarak, güvenceli istihdamın garantörüyüz. 4/B, 4/C, memur işi yapan üniversiteli işçiler başta olmak üzere tüm sözleşmelilerin kadroya geçişini temin edecek, güvencesiz istihdama son verecek, kırmızı çizgimiz olan iş güvencesini herkes için hayata geçirecek “kadrolu istihdam” duruşumuzdan geri adım atmadık, atmayacağız. Memur-Sen olarak, emek sömürüsüne sıfır tolerans dedik, kararlılıkla bu anlayışımızı sürdüreceğiz. Bu kapsamda, modern kölelik olarak adlandırılan taşeron işçi uygulamasına tamamen son verilmesini, özel statülü sözleşmeli personel düzenlemesinden vazgeçilmesini, kurum ayırımı yapılmaksızın bütün taşeron işçilerin 4/A kadrosuna ya da 4/D statüsüne geçirilmesini sağlayacak yasal düzenlemelerde ısrarcı olacağız. 64. Hükümet bu noktada çalışma başlatmıştı, 65. Hükümetin de bu çalışmaları sosyal taraflarla birlikte devam ettirerek hayata geçirmesini bekliyoruz. Yine toplu sözleşme çalışma konularında her an, her gün, her ay mini toplu sözleşmeler üretme çalışmaları sürdürüyoruz. 29 çalışma konusuyla ilgili son noktaya gelmiş durumdayız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte çözüm takvimi ve çözüm yollarını açıklayacağız.
Ramazan ayı eğitim ve terapi ayıdır. Eğitim ayı olan Ramazan’ı “en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır” sırrına uygun olarak değerlendirmek istedik. Bu kapsamda, konfederasyonumuz, sendikalarımız ve tüm teşkilatımız iftar programlarını iptal etti. İftar programlarına ayrılacak kaynağı Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmayı tercih ettik. Ramazan’da böylesine ulvi bir yardım seferberliği başlatan ve bu seferberliğe katılan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılarından oluşan heyet, Kilis’te incelemelerde bulundu ve ortaya çözüm için uygulanabilir tekliflerin yer aldığı bir rapor çıktı.
Raporu Başbakan Sayın Binali Yıldırım’a sunduk Bilgi alışverişinde bulunduk. İnşallah bu tür çalışmalarımız sürecek. Bu çalışmalar ışığında insani yardımlarımızı da yönlendirmeye başladık.
Bu düşünce ve duygularla Büyük Memur-Sen Ailesi’nin, kamu görevlilerinin, milletimizin ve ümmetin mübarek Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyor, huzur, dirlik ve birlik diliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.