Geleceğimizin Teminatı Şefkat Kahramanları
1 Kasım seçimleri ile yeni bir döneme adım attık. Milletimiz iradesiyle adil bir temsil tablosunu TBMM'ye yansıtarak, siyasal belirsizliğe son verdi. Şimdi ise millet olarak önümüzde duran devasa sorunlar karşısında siyaset kurumunun insan merkezli sağduyusuna ve çözüm gücüne ihtiyacımız var.
İnsanımızın refahını ve ülkemizin geleceğini tehdit eden köklü sorunlarımız bulunuyor. Küresel gelişmelerden de etkilenerek kabuk değiştiren terör bunların başında geliyor. İç ve dış odakların güdümünde; birliğimizi, dirliğimizi, ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerimizi sabote etmeye, Türkiye'yi geri bırakmaya çalışan terörü yenmek durumundayız.
Cizre ve Nusaybin'e yaptığımız ziyaretlerde birkez daha teyit ettiğimiz tablo şuydu:
Terör örgütü bölge insanımızın kamu hizmetlerinden yararlanmasını engelleyerek hayatına kast ediyor. Kendi insanına ihanet eden, tehdit eden, hayatına kast eden, masum bebekleri, çocukları katleden terör örgütü ve siyasi uzantıları er veya geç kazdıkları hendeklerde boğulacak. Bölge insanı terör örgütünün baskı ve tehditlerinden kurtulmak istiyor. Milletimizin bütünü gibi bölge halkı da sağlıklı, huzurlu bir gelecek arzu ediyor. İnşallah devletimizin gücü, milletimizin iradesiyle bu sorunların üstesinden geleceğiz.
Cizre ve Nusaybin'de bir taraftan sokakları terörden arındırmak için mücadele eden güvenlik güçlerimizdeki sarsılmaz iradeyi, diğer tarafta canı pahasına bölge insanına şifa dağıtmaya devam eden sağlık çalışanlarımızı görünce, kardeşlik ve huzur ikliminin hakim olacağı günlerinin yakın olduğuna daha da inandım.
Meslektaşlarımızı ziyaret ettiğimde, nasıl onurlu bir mesleğin sahipleri olduğumuzu bir kez daha hatırladım. Gerçekten, eşsiz bir fedakarlık ve sorumluluk örneği. Orada gönlümden akan duygularımı, bu satırlardan bütün sağlık ailesine ve ülke kamuoyuna da paylaşmak istiyorum.
En zor şartlarda, canını hiçe sayarak sağlık hizmeti sunan fedakar sağlık çalışanlarımızın mesleğine olan bağlılığı, insan hayatına verdiği değer, milletimiz için büyük gurur vesilesi olmalıdır. Sağlık çalışanları sadece terör bölgesinde değil, Türkiye'nin dört bir yanında hayata adadıkları hizmetleriyle tertemiz bir vicdanın temsilcileri olarak milletimizin umudunu ve geleceğini aydınlatmaktadırlar.
Cizre, Nusaybin ve Mardin ziyaretlerimizde kardeşlerimde, meslektaşlarımda gördüğüm bu vakar ve diğergamlık her türlü takdirin üzerindedir. Hiçbir kamu hizmetinin verilemediği şartlarda sağlık çalışanlarımız görevinin başında. Görevlendirme ile Cizre'ye gelen ve haftalardır çocuklarının ve eşlerinin yüzlerini göremeyen meslektaşlarımız var. Bazıları ailelerine Cizre'de çalıştıklarını söylemiyorlar. Onca olumsuzluğa rağmen görevlerini büyük bir aşkla sürdürmeye devam ediyorlar. UMKE'de çalışmak için kendi rızasıyla bölgeye gelen sağlık çalışanlarımız da görev sürelerinin bitmesine rağmen bu süreyi uzatmak istediklerini belirtiyor.
Unutmamalıyız ki, sadece terör bölgesinde değil yurdun her köşesinde sağlık çalışanlarımızın sergilediği bu yüksek ruh, devletimizin ve milletimizin bekasının teminatıdır. Hak ettikleri saygıyı, hak ettikleri güvenli koşulları tesis etmek devletimizin üzerine düşen öncelikli bir sorumluluktur.
Devletin şefkat elini temsil eden sağlık çalışanlarımız, bu sorumluluklarını nasıl layıkıyla yerine getirmek için her türlü zorluğa ve fedakarlığa katlanıyorsa, devletimiz de vefasını ve hakkaniyet duygusunu ortaya koymalı, sağlık çalışanlarının sağlığını, güvenlik ve huzurunu temin edecek tedbirleri ertelemeden hayata geçirmelidir.
1 Kasım seçimlerinin ardından TBMM'ye seçilen milletvekillerine de bir mektup göndererek aynı çağrıyı yaptım.
Mektup'ta, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızı tehdit eden fiziksel, psikososyal ve ekonomik tabanlı sorunların çözümü ve mesleki tükenmişliği rehabilite edecek tedbirlerin, yeni dönemin öncelikleri arasında yer alması gerektiğine değindim. Toplumun en zor kesimlerine hizmet sunan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızı; iş yükü, iş sağlığı ve güvenliği, mesleki eğitim ve motivasyon gibi başlıklarda koruyan ve güçlendiren politikalar geliştirilmesi gerektiğini, özellikle hizmetlerin kalite ve sürdürülebilirliğini temin edecek düzeyde istihdam sağlanmasının hayati önemi bulunduğunu belirttim.
Bütün bu başlıklarda ciddi mücadeleler vererek, önemli kazanımlar elde eden bir Sendika olarak, yeni dönemde sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın ertelenemez taleplerini, siyasetin önceliği haline getirmek için bütün gücümüzle çalışacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılın başta fedakar sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımız olmak üzere ülkemize ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.