Emeklilerden 'Aktif Yaşlanma' Semineri
Memur-Sen Konfederasyonu bünyesinde faaliyet gösteren Emekliler Komisyonu, "Aktif Yaşlanma Semineri" gerçekleştirdi. Emekliler ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programda, emekli ve yaşlılar için, 'Evde oturmayın, yürüyüş yapın, sosyal faaliyetlerde yer alın' çağrısında bulunuldu.
Emekli Memur-Sen tarafından düzenlenen “Aktif Yaşlanma Semineri" Keçiören Belediyesi Emekliler Platformu'nda, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç Dr. Sayın Mehmet Merve Özaydın, Keçiören Belediyesi Emekliler Platformu Müdürü Ahmet Yıldız, Emekli Memur-Sen Ankara Temsilcisi Enver Batur, emekliler ile vatandaşların yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi.
Aktif Yaşlanma Kavramını İçselleştirmeliyiz
Programın açılışında konuşan Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Emin Şenver, emeklilerin aktif yaşlanmalarının önemli olduğunu, bu kavramı içselleştirmeyi başaran emeklilerin önemli bir sağlık problemi ile karşılaşmayacaklarını kaydetti. Şenver, "Çünkü aktif yaşlanmayı becerebilen bireyler, 'ben emekliyim' diyerek, hareketsiz bir yaşamı tercih etmiyorlar, aksine emekli de olsalar yapacakları, yapabilecekleri işler olduğunu biliyorlar" dedi.
Dekan Yardımcısı Özaydın, Sosyal Devlet Vurgusu Yaptı
Dekan Yardımcısı Doç Dr. Sayın Mehmet Merve Özaydın, "Demokratik toplumlarda veya gruplara dahil bütün toplum kesimlerinin içine girdiği alanın politik marka planında bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bu alanlarda akademik olarak ürettiğimiz bilgileri toplumun değişik kesimleri ile paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Evinizin yakınında bir otobüs veya dolmuş durağının olmaması sizin ulaşım hakkından iyi yararlanmadığınız anlamına gelir" diyen Özaydın, "Bu sizin için sosyo-politik bir olgudur ve sadece ulaşımla ilgili bir konu da değildir. Bu toplumun tüm kesimlerinin sosyal devletten kaliteli hizmet alma hakkıyla da ilgilidir. Yaşlılıkta yaşlı bakımı konusunda sosyal devlete ihtiyaç duyulur. Bu kavram gençler dışında herkesi kapsar ve Anayasa’da ifadesini bulan 'Sosyal Devlet' deyiminin anlamı burada ortaya çıkar. Yetişkinlik dönemindeki kadar aktif olamayan ve çalışma şansı pek bulamayan, güçten, takatten düşmüş, emekli olduktan sonra geliri azalmış hatta bazı ihtiyaçları artmış, sağlık sorunları ortay çıkmaya başlamış bir birey haline gelen insanların işi gerçekten zorlaşıyor ve devletler için de giderek bu insanlara hizmet vermek güçleşecek" diye konuştu.
Şu anda dünyada yaklaşık 1 milyar yaşlının olduğunu kaydeden Özaydın, "2050 yılına kadar dünyadaki yaşlı nüfusu 2 milyara çıkacak ve dolayısıyla buna bağlı olarak bunların masrafları da ihtiyaçları da artacak. Yaşlıların ihtiyaçlarını araştırdığınızda ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Afrika’da bir ülkedeki bir yaşlı ile İskandinav ülkelerindeki bir yaşlının ihtiyaçları çok farklılık gösterir. Afrika’daki yaşlı karnını doyurmanın telaşı ve endişesini yaşarken İskandinav ülkelerindeki yaşlılar haftanın hangi günü hangi tiyatroya nasıl giderim arayışında veya görmediğim bir başka ülkeyi nasıl görürüm şeklindedir. Avrupa’da artan yaşlı nüfusa bağlı olarak 'Gümüş Ekonomi' diye ticari bir terim ortaya çıktı. Bu terime göre hayatın gerçekleri ile temel ihtiyaçlar arasında bir denge kurmak gerekir. Emekli olanların bazen boşluğa düştüğüne şehit oluruz. Bazı emeklilerin bunu ev cami arasında, bazılarının ev-kahvehane arasında, bazılarının at yarışları ile doldurduklarını görüyoruz. Oysa gelişmiş ülkelerde çalışanların 50 yaşından sonra emekliliğe hazırlanmaları için oryantasyon süreci başlar. Birey 50 yaşına geldiğinde günlük mesaisinin günlük iki saatini iş yerine gelen gençlere eğitim vererek geçiriyor ve yaşı ilerledikçe bu eğitim süresi artıyor. Emeklilik yaşına gelip işi bıraktığında da boşluğa düşmüyor. Çünkü işyerinde zaten rutin mesai yapmıyordu. Emekli olduktan sonra da zaten ülkelerinde mevcut kulüplerde aktif yaşlanma çalışmalarına katılıyorlar" dedi.
Özaydın, tavsiye olarak da katılımcılara, "Evde oturmayın, düzenli yürüyüş yağın, bir gruba katılın ve sosyal faaliyetlerde yer alın" çağrısında bulundu.