Zemin kaybetmiş kuklalar, zamana yenilmiş sendikalar bizi anlayamaz
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, adaleti herkes için teminat bilen, mazluma kol kanat geren, mağdur için yollara düşen, hakikat için bedel ödeyip çile çeken bir teşkilat olduklarını ifade ederek,
“En büyük gücünü sivilliğinden alan, her türlü vesayet odağına karşı her zaman dik ve sağlam duran, hep milletin yanında olan bir sivil toplum kuruluşu olarak kritik zamanlarda sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçınmadık. Eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yeni haklar almanın, kazanımlar temin etmenin mücadelesini verirken, yasaksız, sivil ve demokratik bir ülke için ter döktük; mazlumlara yardım elini uzatırken, yetimin yüzünü güldürmek için projeler yürüttük. Geldiğimiz noktada, mazlum ve mağdurların sesi, kazanımların adresi haline geldik. Bu duruşumuzu, çabalarımızı, mücadelemizi, yorulmadan, bıkıp usanmadan sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Ankara 3 No’lu Şube’nin divan toplantısında üyelerle bir araya gelen Şükrü Kolukısa, 400 bini aşkın üye sayısıyla, bütün il ve ilçelerde örgütlenmiş yapısıyla Türkiye’nin geleceğini inşa etmenin yanı sıra geçmişiyle barışma noktasında bir köprü görevi gördüklerini dile getirdi.
Kamu görevlilerini değil, esiri oldukları ideolojileri kutsayarak sözde sendikacılık yapanların söyleyecekleri çok fazla bir şeylerinin olmayacağını belirten Kolukısa, “Elde ettiğimiz kazanımlar, mazlum ve mağdurlar için yaptıklarımız, toplu sözleşme hakkını söke söke alma, demokratikleşme, sivilleşme ve özgürlük alanlarının genişlemesi noktasındaki katkımız, bize çok fazla söz söyleme alanı açmaktadır. Biz ideolojik kavga sendikacılığı yapmıyoruz. Sendikacılık gibi rekabet gerektiren alanda hizmet sendikacılığı yapıyoruz. İdeolojik sendikacılık yapanların Eğitim-Bir-Sen’in niye bugün bu kadar büyüdüğünü anlaması mümkün değildir. Türkiye’nin batısında belli bir sayıya ulaşabilen bir sendikanın Türkiye’nin doğusunda levha bile asamadığını görüyoruz. Türkiye’nin doğusunda ise etnisiteyi politize ederek kısmi bir zemine ulaşan bir başka sendika ise, Türkiye’nin batısında üye dahi kaydedemiyor. O yüzden onların hepsi kısmi sendikadır, ideolojik kaygılar üzerinden sendikacılık yapmaktadırlar. Eğitim-Bir-Sen ise herkesin kendisine rahatlıkla yer bulabileceği, kendisini rahatlıkla ifade edebileceği bir sendikadır. Bu ülkenin değerleriyle barışık olan, milletin derdiyle yoğrulan, bu ülkenin daha fazla yol alarak çocuklarının geleceğini inşa etme düşüncesiyle kavrulmuş bütün insanları bizim nazarımızda değerlidir. Bu nedenle, ne ideolojik sendikaların düştüğü hatalara düşüyoruz ne de kısmi sendikaların sınırları ve çeperleri bizim için aşılamaz sınırlar ve çeperlerdir. Bütün bunları aşabildiğimiz için biz bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu konumundayız” şeklinde konuştu.
Adalet ve özgürlükleri herkes için istiyoruz
Adaleti, özgürlükleri herkes için istediklerini vurgulayan Kolukısa, şöyle devam etti: “Temsil ettiğimiz hizmet kolu çalışanlarının daha iyi haklara erişmesi için ter akıtırken, mazluma kol kanat gerdik, mağdurlar için yollara düştük, hakkın ikamesi için nefes tükettik, hakikat için bedel ödeyip çile çektik. Her türlü vesayet odağına karşı her zaman dik ve sağlam durduk, safını hep milleten yana belirleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak kritik zamanlarda sorumluluk almaktan hiçbir zaman geri durmadık. Eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yeni haklar almanın, kazanımlar temin etmenin mücadelesini verirken, yasaksız, sivil ve demokratik bir ülke için emek harcadık, ter döktük; mazlumlara yardım elini uzatırken, yetimin yüzünü güldürmek için projeler yürüttük. Böylece mazlum ve mağdurların sesi, kazanımların adresi haline geldik. Dünün sancısını miras alarak çıktığımız gün safımız nereyse aynı safta, kuruluş kimliğimiz ne ise o nitelikte, sorumluluğumuz asaleten kime karşıysa o sorumluluktayız. Derdimiz millet, amacımız bağımsız devlet, niyetimiz barış, kardeşlik ve her açıdan refah idealiyle haklı olanın yanında olmak, ihanet edenlerin karşında durmaktır; bu duruşumuzu, çabalarımızı, mücadelemizi, yorulmadan, bıkıp usanmadan sürdürmeye devam ediyoruz.”
Dayatma ve ihlallerin sona erdirilmesine yönelik mücadelemiz sürüyor
Son toplu sözleşmede, angaryaya son verilerek nöbete ücret ödenmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılması, 159 TL ek ödemeyle 4/C’li personele ilave artış sağlanması, YURTKUR’da fazla çalışma ücretinin yüzde 100 artırılması, akademisyenlere yükseköğretim tazminatının kazandırılması, takviye kurslarında görevlendirilen memur ve hizmetlilere fazla çalışma ücreti ödenmesi, 2005 yılından sonra göreve başlayan kamu görevlilerine ‘ilave bir derece’ verilmesi, Cuma namazı konusunda yaşanan mağduriyetin giderilmesi gibi birçok sorunu çözüme kavuşturduklarına dikkat çeken Kolukısa, kılık-kıyafet dayatması ve sendikal hak ihlallerinin sona erdirilmesi için mücadelelerini kararlılıkla sürdürdüklerini kaydetti.
Köhne yönetmeliğin değiştirilmesi zamanı
Türkiye’de yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmasına, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinlikleri neticesinde son verildiğini, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşiğin aşıldığını hatırlatan Şükrü Kolukısa, “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak daha tarihe karışmıştır. Kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılmasını, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmesini istiyoruz. Kılık ve kıyafet ile ilgili yaptığımız araştırmanın sonucu da, bu konudaki haklılığımızı gözler önüne sermiştir” diye konuştu.
Eğitim-Bir-Sen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Ahmet Aydınsoy ise, sendikal faaliyetleri hakkında katılımcılara bilgi verdi.