Yeni Kapı Ruhuna Sahip Çıkma Zamanı
Milletimizin birlik ve beraberliğe, dayanışmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz.
15 Temmuz gecesi Milletimiz iradesine, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıktı. Dostunu, düşmanını, yanında olanı, karşısında olanı, bir köşede sinsice bekleyenleri açık bir şekilde gördü.
Toplumun tüm kesimleri ilk andan itibaren iradesine, hürriyetine, istiklal ve istikbaline omuz omuza vererek, canları pahasına büyük bedeller ödeyerek sahip çıktı.
Millet darbeyi püskürtürken, Türkiye’nin en büyük emek hareketi Memur-Sen meydanların en önünde yerini aldı.
Darbe gecesi olaylar başladığında Genel Başkanımızın 1 Milyon üyemiz ile meydanlara iniyoruz çağrısına uyarak 81 ildeki teşkilatlarımızla meydanlara indik ve 'sen', 'ben' demeden kanlı kalkışmaya ilk tepkiyi vermiş olduk.
Bu süreçte Memur-Sen ailesinin bütün mensupları işgale yönelmiş teröristlere karşı gözünü kırpmadan sokağa çıktı. Bu şanlı mücadelede 4’ü üyemiz, 4’ü ise üyelerimizin ailelelerinden olmak üzere 246 şehit verdik. Darbecileri püskürten 45'i üyemiz olmak üzere, bin 440 ise gazimiz oldu.
Darbe girişiminin ardından Türkiye’nin dört bir tarafında demokrasi nöbetlerine katılarak, kanlı örgütün nasıl bir katliama giriştiğini anlattık.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın evlerinize dönün çağrısına kadar meydanları boş bırakmadık, milli birlik ruhuna uygun hareket etmenin gayretinde olduk.
İşte 15 Temmuz gecesi yaşananlar, ‘Yeni Kapı Ruhu’ dediğimiz milli birlik ruhunun temellerinin atılmasına vesile oldu.
Bugün ise, Yeni Kapı Ruhu, Edirne’den, Kars’a, Siirt’ten İzmir’e, Van’a kadar ülkemizin dört bir tarafında hissediliyor.
Ancak birkaç gündür yaşanan gelişmeler, Yeni Kapı Ruhu zedelensin diye 15 Temmuz’dan bu yana köşesinde sinsice bekleyenlerin ellerini ovuşturmaya yetti. Milli birlik ruhuna aykırı küçük bir işaret, bu fırsatçı çevrelerin kalp atışlarını hızlandırdı.
15 Temmuz gecesi FETÖ terör örgütünün darbe girişimi ile başlayan milli birlik ruhu, bugün bazı kendini bilmezlerin söylemleri ve kenarda rolünü bekleyen terör örgütlerinin saldırıları ile baltalanmaya çalışılıyor.
Bir taraftan DAEŞ terörü, diğer taraftan PKK terörü ve en önemlisi devletin içine yuvalanmış FETÖ terörü karşısında ülkemiz tek başına direnmeye ve dik durmaya çalışıyor.
Darbe girişimi ile başaramadıklarını bugün bombalı saldırılarla, hain pusularla başarmaya çalışıyorlar. Sansasyonel eylemlerle kaos ortamı oluşturmanın peşine düşüyorlar.
Bu noktada siyasetin, STK’ların toplumdaki kanaat önderlerinin kullandığı dil çok önemli. Kurulacak cümleler, dünden daha bir ve bütün olan milletimizi birbirine kenetlemelidir.
Peki bundan sonra ne olacak ?
30-40 yıllık bir süreçte her türlü adaletsiz uygulamalarla devlet içinde ve dışında örgütlenen bu kadroların temizliği, devletimizin ve demokrasimizin geleceğini teminat altına almak adına son derece önemlidir.
Bu toprakların gördüğü en adi kalkışmanın ardından ayrım gözetmeksizin sorumlulardan hesap sorulmalıdır.
Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış bu kanlı örgütün, 15 Temmuz’dan itibaren kamudaki tasfiye süreci başladı ve hızla devam ediyor.
Darbenin, asker, emniyet, yargı ve siyaset ayağı kimlere uzanıyorsa uzansın sonuna kadar gidilmelidir.
Memur-Sen olarak; kendi halkına kurşun sıkan, milletin parasıyla alınan uçaklarla helikopterle kendi halkını bombalayan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılması en büyük temennimizdir.
FETÖ ve diğer terör örgütleriyle en küçük bir bağı olanın bu devletin hiçbir kurumunda yeri olamaz, olmamalıdır.
Ancak, bu tasfiye edilenler arasında bir tek masumun olmaması son derece önemlidir. Suçlu ile masum aynı kefeye koyulmamalıdır.
Memur-Sen olarak; FETÖ ile bağı olmadığı herkesçe bilinene hak arama süreçlerinde hukuki destek vereceğimizi açıkladık. Kurunun yanında yaşın yanmaması için bu hukuki desteği teşkilatlarımızdan teyit almak şartı ile sağlayacağız.
Bu ülkede hiçbir şey 15 Temmuz öncesi gibi olmayacak.
15 Temmuz akşamı ülkemiz üzerinde oynanan oyunları hepimiz gördük.
Hazır içimizdeki hainleri söküp atarken, beraberinde birbirimize olan düşmanlıklarımızı da atalım, gitsin.
Birbirimizin hatalarını değil, doğrularını görme zamanıdır.
Bundan sonraki süreçte bizlere düşen, milli birlik ve kardeşlik ruhuna sahip çıkmaktır.
Yeni Kapı Ruhu'nun bitmesini dört gözle bekleyenlerin, heyecanlarını kursaklarında bırakmaktır.
Eskiye özlem duyanlara karşı dikkatli olmaktır.
Milletçe, 15 Temmuz öncesini bir nostalji olarak hatırlayalım ve geleceğe daha sağlam bakalım.
Bu düşünce ve duygularla Büyük Memur-Sen Ailesi’nin, kamu görevlilerinin, milletimizin ve İslam dünyasının mübarek Kurban Bayramı’nı tekrar kutluyorum. Bayram ile güçlenen birlik ve beraberliğimizin, artarak devam etmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Allah, ülkemizi, birliğimizi ve kardeşliğimizi korusun.