Şimdi Soylu Mücadeleye Davet Vakti
Hak arayışında kamu görevlilerinin; demokrasi mücadelesinde milletin ve iradesinin; zulüm karşısında insanlığın ve mazlumların sesi ve vicdanı olan ve olmaya devam edecek büyük Memur-Sen ailesinin değerli mensupları;
Varlığıyla; Zalime korku, mazluma umut veren,
Adanmışlığıyla; Medeniyet değerlerimize bağlı kalarak yeniyi inşa eden, Diğergamlığıyla; Yardımlaşma köprüleri kuran,
İnanmışlığıyla; Hak mücadelesinde öncü olan,
Çözüm odaklı, paydaşlığıyla; Sorunlara çözüm üreten,
Mücadele azmi ve kararlılığıyla; Talepleri kazanıma dönüştüren,
Özgürlükçülüğüyle; Özgürleşme ve sivilleşmeye katkı sunan,
Demokratlığıyla; Vesayetçi zihniyete karşı duran,
Akademik hizmet sendikacılığıyla; Sendikacılığa yeni boyut getiren,
Millet aşkıyla; Egemenlik sadece milletindir diyen Memur-Sen camiası olarak, her alanda sorumluluk aldık, hayal dahi edilemeyen işler yaptık, imrenilen başarılara imza attık.
Millet iradesinin tokatlanmasını, milletimizin desteğiyle ve “Ortak Akıl”la engelledik. Mitingler ve yardım kampanyalarıyla, mahzun Filistin’e ve mazlum Filistinlilere destek verdik.
Çin mezalimi altındaki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında olduk.
Doğal afetin hayatı durdurma noktasına getirdiği Pakistan’a yardım elimizi uzattık.
Diğer iki konfederasyonun katıl(a)madığı Abant Çalıştayı’nda, toplu sözleşme hakkına giden yolu açtık.
Düzenlediğimiz “Uluslararası Demokrasi Kongresi”yle, demokratikleşme çabalarına hem hız, hem yön verdik.
Kamu görevlilerinin yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkının, Anayasa Değişikliği Paketinde yer almasını sağladık.
Bir daha kurulmayacak şekilde toplu görüşme masasını kapattık.
Bir daha kapanmayacak şekilde toplu sözleşme masasının kurulmasını sağladık. Toplu sözleşmenin mimarı olduk.
“Toplumsal sözleşmeye de toplu sözleşmeye de EVET” sloganıyla, Anayasa değişikliğine “Evet” dedik. Milletimizin % 58’inin “Evet” demesine katkı sağladık.
Demokratikleşmenin, özgürleşmenin ve sivilleşmenin önünü açtık.
Son toplu görüşmeye yakışan bir final yaptık.
2010 toplu görüşmelerinin sonunda, 9 yıllık toplu görüşme döneminin en kazançlı ve en kapsamlı mutabakat metnini imzaladık.
Bu Mutabakat Metni’yle; 2011 yılında kamu görevlilerinin maaşlarına ilk altı ay için %4 ikinci altı ay için %4 olmak üzere toplamda %8.16 maaş zammı alarak, hedef enflasyonun oldukça üzerinde artış yapılmasını sağladık.
Enflasyona karşı korumakla kalmadık enflasyonu ezen bir maaş tablosu oluşturduk.
Ek ödemede 80 TL’lik artış yapılmasını sağlayarak, 2 yıllık aradan sonra ek ödemeyi yeniden devreye soktuk.
Böylece “eşit işe eşit ücret” ilkesini adına yakışır bir şekilde uygulattık.
Oransal artıştan kaynaklanacak artış dışında aile yardımına ilk altı ay için 20, ikinci altı ay için 20 TL olmak üzere toplamda 40 TL ilave artış yapılmasını sağladık. Toplumda “ötekileştirme” uygulamalarından kurtulma çabalarının aksine kamu görevlileri arasındaki “ötekileştirme” çabası olarak nitelendirdiğimiz “sözleşmeli personel istihdamı”nın kaldırılması için mücadelemizi sürdürdük.
Bu mücadeleyi verirken, sözleşmeli personelin “memur” statüsündeki kamu görevlilerinin yararlanmakta olduğu sosyal yardımlardan yararlandırılması çabalarımızın bir sonucu olarak 2010 toplu görüşmelerinde, aile yardımının sözleşmeli personele de ödenmesi kazanımını elde ettik.
Böylece, eşi çalışmayan sözleşmeli personelin aylık gelirinde; 1 Ocak 2011 tarihi esas alındığında 112,94 TL’lik bir artış elde ettik.
Sözleşmeli personelden, sözleşme sırasında damga vergisi alınması uygulamasına son verdik. “Ben de olmalıyım, ben de varım” diyerek sendika üyesi olan kamu görevlilerine, üç ayda bir 45 TL toplu sözleşme primi ödenmesini sağladık.
Sağlık çalışanlarının döner sermaye gelirleri ile ek ödeme gelirleri arasında yapılan mahsuplaşmanın aylık olarak yapılmasını sağladık.
Bu sayede, sağlık çalışanlarına her ay en düşük ek ödeme tutarı kadar garanti gelir elde ettik.
399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki I Sayılı Cetvel kapsamındaki yöneticilerin ek tazminat oranını % 200’e çıkartarak, ücret bakımından yaşadıkları mağduriyete son verdik.
Engelli kamu görevlileri ile doğum yapan memurları, nöbet görevi ve gece vardiyasından kurtardık.
Engelli kamu görevlileri için çalışma saat ve süreleri ile dinlenme zamanlarının farklı belirlenmesini sağladık.
Süt izni, analık, doğum ve mazeret izin sürelerinin arttırılmasını sağladık.
Süt izni süresini 1.5 saatten 3 saate, eşi doğum yapan memurun izin süresini 3 günden 10 güne çıkardık.
Hastaya refakat eden kamu görevlilerine ücretli izin imkanı getirdik.
Bütün disiplin cezalarına karşı yargı yoluna başvurma hakkını elde ettik.
Kuru tepkileri medyatik boyamayla büyüterek sendikacılık yapanların aksine akademisyenlerin, düşünce insanlarının, teorisyenlerin ve aksiyoner şahsiyetlerin katkısını sağlayarak yasama, yürütme ve bürokrasinin önüne ilgi ve etki alanımızdaki her konuyla ilgili seçenekler koyduk.
Mücadelemiz, çalışmalarımız, faaliyetlerimiz, başarılarımız ve kazanımlarımızla; meydanlarda, çalıştaylarda ve toplu görüşmelerde sadece sesimizin değil, sözümüzün de yüksek olduğunu gösterdik.
Bütün bu başarılar ve kazanımlar, üyesinden ilçe başkanına; yönetim kurulu üyesinden şube başkanına; işyeri temsilcisinden il temsilcisine; sendika genel başkanından Konfederasyon genel başkanına kadar herkesin, hiçbir şey beklemeden ve hiçbir şey istemeden her yerde, her zaman, her halde ve hep birlikte çalışmasının ürünüdür.
Evet…
Hepsini yazmanın daha çok sayfa, hepsini saymanın daha uzun zaman gerektirdiği başarıların ve kazanımların arkasındaki güç; büyük Memur-Sen ailesini oluşturan 400.000 üyedir.
Ama yetmez. Bu sayı kafi deyip yetinemeyiz.
Biliyoruz ki; siz de, bu sayıyla yetinmezsiniz.
Biliyoruz ki; sizin ufkunuz geniş, gönlünüz zengindir.
Yeni dostlara, yeni yol arkadaşlarına kucak açarsınız.
Zaman …
Memur-Sen ailesini daha da büyütmek, Bütün kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet etmek, Daha fazla kamu görevlisini Memur-Sen’e ortak etmek, Vaktidir.
Zaman …
Kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İNAN’ın arkadaşlarıyla birlikte 9 Haziran 1995’te kurduğu Memur-Sen’i, 15 Mayıs 2011’de 500 bin üyelik bir aileye dönüştürme vaktidir.
O zaman…
İşyerleri bizi, kamu görevlileri davetimizi bekliyor.
Gidelim ve kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet edelim.
Diyelim ki;
Doğru için direnmek,
Çözüm için diretmek,
Çözüme paydaş olmak,
Doğruya destek olmak
Yanlışa karşı durmak,
İdeoloji dayatmasından kurtulmak,
Şeffaflık ve saydamlık ilkelerine bağlı sendikacılık yapmak,
Kamu görevlilerine kapatılmış kapıları açmak,
Akademik hizmet sendikacılığıyla tanışmak,
Mazlumla paylaşmak, zalimi paylamak,
Kazanımlar üretmek,
Haksızlıkları tüketmek,
İnsanı yaşatmak,
Kardeşçe paylaşmak, istiyorsanız sizi Memur-Sen’e bekliyoruz.
Hangi sendikamızın üyesi ya da yöneticisi olduğunu bir tarafa bırakarak ve Memur- Sen ailesinin bir mensubu olarak: Eğitim Bir-Sen üyesi okul müdürü üyemiz, belediyede görev yapan öğrenci velisini Bem-Bir-Sen’e; zabıta arkadaşımız, Sanayi Bakanlığında görev yapan memur yeğenini Enerji-Bir-Sen’e; Sağlık-Sen şube başkanımız, okulda görev yapan hizmetli komşusunu Eğitim-Bir-Sen’e; Diyanet-Sen üyesi vaiz kardeşimiz, kütüphaneci olan okul arkadaşını Kültür Memur-Sen’e; Ulaştırma Memur-Sen üyesi makinist kardeşimiz, posta dağıtıcısı kayınbiraderini Birlik Haber-Sen’e; veri hazırlama kontrol işletmeni Bayındır Memur-Sen üyesi hanım kardeşimiz, veteriner eniştesini Toç-Bir-Sen’e, sosyal güvenlik denetmeni yengesini Büro-Memur-Sen’e davet ettiğinde ve üye yaptığında, ilk toplu sözleşme
masasına 500 bin kişilik büyük bir ailenin temsilcisi olarak oturacağız.
Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İNAN’ın;
Bir yeni vakitler geldi gelecek
İçimde sürekli ayak sesleri…
dizelerinde müjdelediği gibi Memur-Sen ailesi 500 bine koşmakta, vizyonunu ve hedeflerini büyüterek yoluna devam etmektedir.
Değerli yol arkadaşlarımız,
Yüz binlerce kamu görevlisi, bizden “Bu soylu mücadeleye sen de katıl” daveti bekliyor. Onları daha fazla bekletmeyelim.
Yolumuz açık, hizmetlerimiz bereketli, Allah yar ve yardımcımız olsun.