Öğretmen İşi İle Eşi Arasında Tercih Yapmaya Zorlanamaz
Milli Eğitim Bakanı bir haber kanalında "Sözleşmeli öğretmen ya eşini ya işini tercih edecek" şeklinde bir cümle sarfederek, insan haklarını ihlal eden, öğretmenlik mesleğini bir çok bakımdan yaralayan ve öğretmenlerimizi derinden üzen ifadelerde bulunmuştur. Aile birliğini ve bütünlüğünü koruma ilkesi, gerek anayasamızda gerekse uluslararası hukukta devletin vatandaşa karşı görevleri arasında sayılmıştır.
Anayasanın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde ailenin toplumun temeli olduğu vurgulanarak, devletin ailenin huzuru ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı; her çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olacağı ifade edilmiştir.
İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin “Haklar ve Özgürlükler” başlıklı 1. bölümünün “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı 8. maddesinde de herkesin özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Nitekim ILO ve UNESCO’nun ortak kararı olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesinde “Evlilik, kadınların öğretimde bir konum (makam) elde etmelerine ve onu korumalarına engel olmamalıdır. Evlilik, onların ne ücretini ne de çalışma koşullarını etkilemelidir” ve “Aile yükümlülükleri olan kadın öğretmenin oturduğu yerde bir konum (makam) edinmesini sağlayan ve her ikisi de öğretim (öğretmenlik) mesleğinde bulunan eşlerin birbirine yakın yerlere ya da aynı kuruma atanabilmelerine olanak veren önlemler alınmalıdır” hükümleri yer almaktadır.
Uluslararası hukuk ve ülkemiz hukuku, aile birliğinin sağlanmasını ve bütünlüğünün korunmasını devletin vatandaşına karşı başlıca görevleri arasında saymasına rağmen, eşleri atandıkları yerden başka bir yerde çalışan öğretmenleri işleri ve eşleri arasında tercihte bulunmaya zorlamak, hukukun ihlali olduğu kadar insan haklarına saygı göstermeyen eski Türkiye’den kalma kötü bir alışkanlık örneğidir.
657 sayılı Kanun dahi yer değiştirme suretiyle atamalarda aile birliğinin muhafazasını esas almış iken bu temel insan ve çalışan hakkını görmezlikten gelmek, öğretmenlerin motivasyonlarının kaybına, çalışma barışının bozulmasına ve mesleğin itibarına zarar vermektir.
Öğretmenler, işi ile eşi arasında bir tercihte bulunmaya zorlanmamalıdır.