Perşembe Söyleşileri’nin Konuğu Şaban Abak Oldu
Genç Memur-Sen Perşembe Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Edebiyatçı-Yazar Şaban Abak oldu. Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Abak, “Batı, sadece kaynaklarımıza ve maddi varlığımıza değil, aslen fikrimize, İslam düşüncemize saldırıyor. Bunu da son derece gizli yapıyor. Bu tehlikelere ve bu yapıya karşı, idraki kuvvetli ve imanı tam bir toplum olmamız gerekiyor” dedi.
“ALİMLERİMİZ İSİMLERİNİ TARİHE KAZIMIŞTIR”
Konuşmasında İslam bilginlerinin İslam dini için önemine dikkat çeken Abak, “İslam, İslam bilginlerinin eşsiz idrakiyle, uygulamalarıyla bütün coğrafyalara yayılmıştır. Onlar, İslam dininin yeryüzündeki temsilcileri olmuştur. Gerek ahlaklarıyla, gerek uygulamalarıyla tarihe isimlerini kazımıştır” ifadelerini kullandı. “Mevlana gibi Necip Fazıl Kısakürek Sezai Karakoç gibi büyük isimler herkes tarafından tanınır. Ama onları hakkıyla tanımak daha zordur ve emek gerektirir” diyen Abak, bütün bu isimlerin eserlerinin tek tek, hakkını vererek okunmasının gerekli olduğunu sözlerine ekledi.
“BATI İSLAM FİKRİNE SALDIRIYOR”
Konuşmasında İslam dinine yapılan saldırılara da dikkat çeken Abak, “Batı, sadece kaynaklarımıza ve maddi varlığımıza değil, aslen fikrimize, İslam düşüncemize saldırıyor. Bunu da son derece gizli yapıyor. Bu tehlikelere ve bu yapıya karşı, idraki kuvvetli ve imanı tam bir toplum olmamız gerekiyor. Toplum olmadan fert olarak İslam yaşanmıyor, çoğu ibadet toplu olarak daha efdal ve hayırlıdır. Örneğin namaz, cemaatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namaza nazaran 70 kat daha efdaldir” şeklinde konuştu.
İslam tarihiyle ilgili bir anekdot da paylaşan Abak, Medine şehrine neden Medine-i Münevvere denildiğini de şu sözlerle açıklığa kavuşturdu: “Yatsı namazı, akşam ve karanlık saatlere denk gelince Müslümanlar geceyi ışıklandırma gereği duymuşlardır. Ve daha sonra mumlarla yatsı namazını bekleyen evler bir bir aydınlanarak namazı beklemeye koyulmuşlardır. İşte bu şekilde gecesi ilk ışıklandırılmış şehir Medine'dir. Medine-i Münevvere denilmesinin sebeplerinden biri de budur. Bu söz, manevi olarak nur anlamının yanında fiziki bir anlam da taşır.