Küresel Operasyonun Hedefi Başbakan Üzerinden Büyük Türkiye’dir
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 17 Aralık operasyonuyla başlayan süreçte yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının hukuk çerçevesinde araştırılması gerektiğini söyledi. Gündoğdu, Küresel Operasyonunun hedefinin sadece Başbakan değil, Başbakan üzerinden Türkiye olduğunun altını çizdi.
Memur-Sen'e bağlı Ulaştırma Memur-Sen’in 5. Olağan Genel Kurulu’na katılan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananları değerlendirdi. Gündoğdu, yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının sonuna kadar hukuk kuralları içinde kalarak ve masumiyet karinesine dikkat ederek araştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gündoğdu yolsuzluk iddialarının sonuna kadar araştırılmasını istedi. Gündoğdu yolsuzluk iddialarının yanı sıra devleti hedef alan küresel bir operasyonun olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: " Küresel Operasyonunun hedefi Başbakan üzerinden büyük Türkiye’dir. Bunu da daha iyi anlamak için size bir tespitte bulunayım. Rahmetli Menderes Niçin İttihat ve Terakkiciler tarafından hedef alındı? Niçin millet düşmanları onu idama götürdü? 18 yıl Rab'ca olan ezanı Arapça zanneden zavallıları ezana Türkçeye döndürdüğü milletlin dinini dilini değiştirdiği o yapıda ezanı yeniden Arapça'ya döndürdüğü için Menderes hedef alındı. Rahmetli Özal Türk-Kürt kardeşliğini tesis etmek ve çözüm sürecine o gün adım attığı için hedef alındı.Merhum Erbakan maddi ve manevi kalkınmayı birlikte ele aldığı için, bu milletin değerlerinden taviz vermediği için ve Müslümanların uyanışının dünya mazlumlarının kurtuluş reçetesi olacağını haykırdığı için Siyonistlerin hedefine oturtulmuştur. Merhum Yazıcıoğlu ‘Namlusu millete dönmüş tanklara selam durmam’ dediği için hedef alındı. Başbakanımız Davos’ta ‘One Minute’ dediği için, 27 Nisan e-Muhtırası’na karşı darbecilere işinize bakın dediği için, Kamuda başörtü özgürlüğünü getirdiği için, referanduma öncülük ettiği için, imam-hatiplerin önünü yeniden açtığı için hedef alındı.”
“Herkes Kendi İşini Yapsın”
AK Parti ile Cemaat arasında yaşanan tartışmalar hakkında da açıklamalarda bulunan Gündoğdu şunları kaydetti: “Dershanede Memur-Sen gibi eğitimden anlayan tüm sivil toplum örgütleri de 'dershaneler kapatılmamalıdır, kapanmalıdır' demişti. Çünkü 120 bin öğretmen açığının olduğu bir ülkede dershanede kapatılması çözüm olmaz." Hizmet hareketinin milletin gurur duyduğu okulları, Türkçe Olimpiyatları gibi iftihar ettiği projeleri devam ettirmesi gerektiğini dile getiren Ahmet Gündoğdu; "Her kurum kendi işini yapması lazım. Buradan cemaatlere de sesleniyorum: "Biz, sizi İslami hizmetlerinizle seviyoruz. Hizmetlerinize devam edin, okullar, camiler açın, din eğitimi verin, üniversiteler açın. Hepimizin görevi, yüzde 58 'evet' ile oluşturduğumuz referandumda 'hayır' diyen, hayırcılığın içinde derin devletten medet umanların ekmeğine yağ sürmemek olmalıdır. Bütün cemaatler buna dikkat etmelidir.”
“Paralel Devlet İddiası Varsa Sonuna Kadar Gidilmelidir”
Başkan Gündoğdu,İstanbul merkezli 17 Aralık Operasyonuna da değinerek, paralel devlet iddiası varsa bunun da sonuna kadar üstüne gidilmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kendi çocuklarım bile olsa zerre kadar yolsuzluğa bulaşanı evlatlıktan reddederim" sözünü hatırlatan Gündoğdu, bunun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın söylemesi gereken en önemli söz olduğunu vurguladı ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Siyaseti sendikacılığı başkaca görevleri hiç kimsenin kirli işleri destekçisi konumuna getirmemiz mümkün değil. Bu anlamda da tereddüt yok. Elbette Masumiyet Karinesini de Uluslararası Hukuku da biliyorum. Yargı kararını verinceye kadar herkes masumdur.”
Mazlumların Yanında Her Zaman Yer Almamız Gerekir
Mısır’da yapılan darbeyi hatırlatan Gündoğdu, “Mısır’da darbe oldu. Batı’nın en demokratları bile 'Darbeye karşıyım ama Mursi bunu hak etti’ dediler. Tıpkı 28 Şubat sürecinde ülkemizde, ‘Darbeye karşıyım ama Erbakan bunu hak etti’ diyen zavallılar gibi. Öyleyse bizler bugünlerde daha çok duyarlı olmak zorundayız” Suriye’deki İslam âlimleri ‘kedi, köpek eti yiyebilirsiniz’ diye fetva verir hale geldi. Suriyeli bir bacımız, ‘Ey batılılar, insan olarak bizi görmüyorsunuz, bari hayvan yerine koyun da belki bize sahip çıkarsınız’ diye haykırıyor. Kendi ülkelerinde bir balina bile karaya vurduğunda ortalığı ayağa kaldıran Batı medeniyeti, Suriye’ye karşı çifte standart uyguluyor. Hz Ali’nin, ‘İnsanlar ya sizin dinde kardeşiniz ya da hilkatte, yaradılışta eşinizdir’ sözü gereği önce Müslüman olarak ümmet sorumluluğunun gereğini yapmalıyız. İnsan olarak da doğuştan gelen hakların gaspına göz yummamalıyız. Mal emniyeti, can emniyeti, din emniyeti, nesil emniyeti, akıl emniyeti ayaklar altındaysa, bu küresel darbelere karşı insan olan herkesle omuz omuza durmalıyız. İnsanlığın karşılaştığı felaketler karşısında dinini, milliyetini, cinsiyetini sorgulamadan mazlumun yanında yer almamız gerekiyor.”
“Dershaneler Sebep Değil, Sonuçtur”
Başkan Gündoğdu, dershanelerin dönüştürülmesiyle ilgili : ”Dershane olayı bizim işimizdir. Ben eğitimciyim. Memur-Sen’in en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen’in Genel Başkanıyım. Eğitim konusu bizim işimiz olduğu için pedagojik yapı hazırladık. Sonuç olarak dedik ki ‘Sayın Bakan dershaneler kapatılmamalıdır, kapanmalıdır. Çünkü dershaneler sebep değil sonuçtur. 120 bin öğretmen açığı olduğu sürece sınavlar tek amaç ve çocukların kalitesi daha çok test çözenin kaliteli olduğu sürece dershaneler olur. Devlet işini yapmıyorsa dershaneler çakma ürün olarak ortaya çıkar. Siz eğitimi kaliteli olarak verin dershanelere gerek kalmaz dedik' ifadelerini kullandı.”
Kamu’da başörtü özgürlüğü hakkında konuşan Gündoğdu şunları kaydetti: “10 aralık 2012 tarihinde Meclisin önünde Başkanlarımızla yeniden kılık-kıyafet yasağına son verilmesi için ve eğitim, siyaset ve çalışma hakkında eşitlik talebiyle eylem başlattık. 2013 yılında bu imza kampanyasına dönüştü. İmza kampanyasını başlattığımız günlerde, bugün iktidarın da birçok yöneticisinin ‘Niyetimizi görmüyor musunuz bizi niye sıkıştırıyorsunuz? Siz şöyle kötüsünüz böyle kötüsünüz’ diye çıkışlarını hep beraber yaşadık. İmza kampanyasının standının önünden geçipte imza atamadan sırtını dönüp giden milletvekilleri gördük. Hiç önemli değil. Kimsenin niyetini hiç sorgulamadık. Başkanlarımızla Genel Başkan Yardımcılarımızla Kamuda başörtü özgürlüğü problemini epeyce bir tartıştık. Hükümetin niyeti Kamuda başörtü özgürlüğü sorununu çözmekse, Memur-Sen’in başlatmış olduğu Kamu’da Başörtü Özgürlüğü İmza Kampanyasından daha güçlü destek olmazdı. Kamu’da başörtü özgürlüğü için toplamış olduğumuz 12 milyon imzayı hükümete teslim ettik. Ve arkasından sivil itaatsizlik eylemi ile özgürlüğü başlattık. Bazı Valiler bu yönetmeliğe aykırıdır dediler. Onların karşısına çıktık ve şunları söyledik: ‘Şapka kanunu yürürlülükte siz şapka takmıyorsunuz, kanuna uymamak suç değilse bu ucube yönetmeliği tanımamak erdemdir. Ahlaklı olan herkesin yapması gereken iştir’ dedik. Fiili olarak sorunu çözdük. Şunu da belirtmek isterim ki, Hükümetin de hakkını yemeyelim. Hükümet Yönetmeliği değiştirerek hukuken sorunu çözdü ve Kamu’da başörtüsü Mecliste özgür hale geldi. Böylece başörtülü Milletvekilleri Meclise başörtüsü ile girdi. O standın önünden geçerken standı görmeden geçermiş gibi yapan Milletvekilleri, ‘Biz Mecliste Muhalefet Partisinin Milletvekillerine bile ‘Bacım’ dedirttik’ diyorlar. ‘Bacım’ dedirtildiği doğru ama dedirten siz değilsiniz. Başörtülüyü gördüğünde kırmızı görmüş boğaya dönen ana muhalefet partisinde 11 milyon oyu olan bu partiye başörtülülerine ‘Bacım’ dedirten Memur-Sen in yaptığı faaliyeti ile ortaya çıkan 12 milyon 300 bin imzadır. Bu imza sahiplerine teşekkür ediyorum.”
Konuşmanın sonunda Gündoğdu, Mısır'da demokrasinin askıya alınmasını kınadıklarını belirterek salondaki katılımcıları Rabia işareti yaparak katılımcıları selamladı
Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, demokratik değerleri barındıran bir kitle sendikası olduklarını, tüm çalışanları birlik, beraberlik, hak ve hukuk mücadelesinde örgütlemeyi hedeflediklerini dile getirdi.
İcazetli bir sendikal hareketi uygun görmediklerini belirten Cankesen, "Ulaştırma Memur-Sen olarak tabuları kutsallaştırarak onlar üzerinden söylem geliştirmedik, tam aksine tabuları yıkarak insanların daha özgür bir ortama ve huzura kavuşmaları yönünde çaba göstermekteyiz" ifadesini kullandı.