Kamu Görevlilerinin Mutlu Olmayacağı Rakamların Altına Asla İmza Atmayız
İşte Yeni Akit Gazetesi'nden Mehmet Özmen'in Genel Başkanımız Ali Yalçın ile gerçekleştirdiği o söyleşi:
3.2 milyon memur ile 1.9 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri sürerken Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, taleplerine yönelik açıklamalarını Akit’e yaptı. Yalçın, “İnanç ve ibadet özgürlüklerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Türkiye Kamu-Sen ve KESK sözleşme masasını provoke etmeye çalışıyor.” dedi.
28 ŞUBAT’IN İZLERİ SİLİNİNCEYE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK
Yalçın, “Sorunların yüzde 90’ını çözdük. Söz konusu problemlere toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer verdik. 28 Şubat kararları çerçevesinde uygulama, iş ve eylemler nedeniyle kılık-kıyafetle ilgili yönetsel düzenlemelere bağlı olarak istifa etmek zorunda kalan, göreve başla(ya)mayan, görevine son verilen kadın kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek için kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz.” dedi.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLAYAN TÜM YASAKLAR KALKMALI
İnanç ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayan tüm yasakların kalkmasından yana olduklarını ifade eden Ali Yalçın, “İnanç ve ibadet özgürlüğünün bir gereği ve kamu görevlilerinin yoğun talebi üzerine toplu sözleşme tekliflerimizin içinde ‘Cuma izni’ne de yer verdik. Normalleşmeyle birlikte bugün Cuma namazını kılma noktasında bir sıkıntı yaşanmıyor. Ancak, biz bu hakkın iktidarların inisiyatifinde olmasını istemiyoruz.” dedi.
SORUMSUZ SENDİKAL ANLAYIŞ MASAYI PROVOKE EDİYOR
Heyette asli unsur olarak, yetkili sendikaların genel başkanları olduğunu söyleyen Ali Yalçın, “Masada olumsuz bir gelişme olduğunda Memur-Sen’e fatura ediyorlar. Kamu Sen ve Kesk’in yaptığı tam anlamıyla ‘sorumsuz ve sorunlu sendikacılık’tır. Memur-Sen olarak, masanın nimetlerini de külfetlerini de üstlenmeye hazırız diyoruz. Kamu Sen ve Kesk, riskleri paylaşmaktan korkan, nimetleri paylaşma noktasında bizden önce koşan iki konfederasyon.” şeklinde konuştu.
3.2 milyon memur ile 1.9 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri sürerken Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, taleplerine yönelik açıklamalarını Akit’e yaptı. Yalçın, “İnanç ve ibadet özgürlüklerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Türkiye Kamu-Sen ve KESK sözleşme masasını provoke etmeye çalışıyor.” dedi.
BEKLENTİLERİ KARŞILAYAN TEKLİF OLMAZSA MUTABAKAT METNİ İMZALAMAYIZ
Toplu Sözleşme Görüşmeleri başladı. Masadan beklentiniz nedir?
Memur-Sen olarak, masaya dünya ve Türkiye gerçekleriyle örtüşen reel tekliflerle oturduk. Tekliflerimiz, kamu görevlileri tarafından olumlu karşılandı ve büyük bir destek gördü. Kamu görevlilerinin bu desteği istikametinde hem genel hem hizmet kolu sözleşmelerinde masadan önemli kazanımlar üreterek kalkmak istiyoruz. Bu yıl, hizmet kollarında rekor seviyede kazanım üretilmesini bekliyoruz. Tüm iyi niyetli girişim ve gayretlerimize rağmen Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlilerinin talep ve beklentilerini karşılayacak teklifler getirmez ve uzlaşmaya yanaşmazsa toplu sözleşme mutabakat metnini imzalamayız, içeriğinde eylemlilik süreçleri de olan B ve C planlarımızı devreye sokarız.
İNANÇ VE İBADET ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLAYAN TÜM YASAKLARIN KALKMASINI İSTİYORUZ
Memur-Sen'in talepleri içerisinde yer alan "Cuma İzni" maddesi nasıl karşılandı? Bir karşı koyuş var mı?
“İnanç ve ibadet özgürlüğü”nün bir gereği ve kamu görevlilerinin yoğun talebi üzerine toplu sözleşme tekliflerimizin içinde “Cuma izni”ne de yer verdik. Hangi dini inanca ait olursa olsun, bu tür taleplerin karşılanması bakımından her zaman doğru ve olumlu bir yaklaşım içinde olacağız. Türkiye’deki normalleşmeye paralel olarak bugün Cuma namazını kılma noktasında bir sıkıntı yaşanmıyor. Ancak, biz bu hakkın iktidarların inisiyatifinde olmasını istemiyoruz. Geçmişte ‘cumaya erken gittin, geç geldin’ tartışmaları yaşandı, hatta bazı kamu görevlileri hakkında soruşturmalar açıldı. Tıpkı başörtüsü yasağının kaldırılmasında olduğu gibi artık inanç ve ibadet özgürlüğü alanında sınırlama ve kısıtlamaların tamamen kaldırılmasını ve hukukun garantisi altına alınmasını, ülkemize gereksiz enerji kaybettiren tartışmaların geride kalmasını istiyoruz. Bu kapsamda, toplu sözleşme tekliflerimizin “Ücretli İzin ve dinlenme” bölümünde “Cuma Namazı Vakti İzin Süresi: Kamu görevlilerinin günlük çalışmaya ara verme süresi(öğle arası) Cuma günleri için, Cuma Namazı vaktini de içine alacak şekilde 2 saat olarak uygulanır” hükmüne yer verdik. Böylece kamu görevlileri hem ibadet özgürlüklerini yerine getirebilecek hem de yemek başta olmak üzere sosyal ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekler. Aynı şekilde, “Kamu Görevlilerinin Anayasal Haklarının Teminat Altına Alınması ve Kullanımları” bölümünde başta yargı olmak üzere kılık kıyafet yasağının devam ettiği kurumlarda yasağın son bulmasını, erkeklere yönelik kılık kıyafet(bıyık şekli vb.) yasağının kaldırılması teklifimizi de masaya taşıyoruz. Yasaklarla mücadele eden siyasal iktidarın bu yasakların da kaldırılması, olumlu cevap verilmesini bekliyoruz.
SORUMSUZ VE SORUNLU SENDİKAL ANLAYIŞ MASAYI PROVAKE ETMEYE ÇALIŞIYOR
Yetki sizde. Memurlar adına masadasınız. Ancak sürekli olarak Türkiye Kamu-Sen ve KESK, gündemi farklı yerlere çekmeye çalışıyor. Kamuoyu masada onları da yetkili sanıyor. Bu algı operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplu sözleşme masasında müzakereleri Kamu İşveren Heyeti ile Kamu Görevlileri Heyeti yürütüyor. Kamu İşveren Heyeti Başkanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı Memur-Sen Genel Başkanı. Heyette Memur-Sen temsilcisi, Konfederasyonumuzun toplu sözleşme ve mevzuattan sorumlu genel başkan yardımcısı. Heyette asli unsur olarak, yetkili sendikaların genel başkanları var. Dolayısıyla 3 milyon 200 bin kamu görevlisi adına toplu sözleşme sürecini Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olarak ben yürütüyorum. Türkiye Kamu Sen ve Kesk’in masadaki varlığı gözlemcilikten öte bir anlam ifade etmiyor. Memur-Sen büyük mücadeleler sonucu bir kazanım ürettiğinde kendileri o kazanımı üretmiş gibi basına servis ediyorlar. Masada olumsuz bir gelişme olmuşsa da Memur-Sen’e fatura ediyorlar. Kamu Sen ve Kesk’in yaptığı tam anlamıyla ‘sorumsuz ve sorunlu sendikacılık’tır. Memur-Sen olarak, masanın nimetlerini de külfetlerini de üstlenmeye hazırız diyoruz. Kamu görevlilerine, taktir edecekseniz de dayak atacaksanız da yetkili olduğumuz sürece muhatabınız biziz diyoruz. Kamu Sen ve Kesk, riskleri paylaşmaktan korkan, nimetleri paylaşma noktasında bizden önce koşan iki konfederasyon. Toplu sözleşme süreci boyunca gerçeği yönetmek ve kamu görevlileri için kazanım üretmek yerine sürekli algı yönetimi için çaba sarf ediyorlar. Bunun için de masada Kamu İşveren Heyeti ile mücadele etmek yerine, Kamu Görevlileri sendikaları Heyet Başkanı ile Memur-Sen’e sataşıyorlar. Büyük Memur-Sen ailesine sataşarak, iftira atarak, karalayarak gündemde kalmaya, televizyonlara çıkmaya çalışıyorlar. Söz konusu konfederasyonların taleplerini medyada ve kamuoyunda anlatma gereği duyduklarını göremiyoruz. Çünkü, dertleri taleplerini anlatmak değil bizim taleplerimiz üzerinden algı yönetmek. Bu oyunun farkında olan kamu görevlileri 2015 yılında da Memur-Sen’i tercih ederek 850 bin üyeyle Türkiye’nin en büyük konfederasyonu yaptı. Bu vesileyle kamu görevlilerine teşekkürler diyorum.
SOSYAL DEVLETİN GÖREVİ SOSYAL HAKLARI BÜYÜTMEKTİR
Peki sosyal haklar hakkında bir çalışmanız var mı?
Yan ödeme katsayısının yüzde 50 artırımlı ödenmesini istiyoruz. Kıdem aylığı gösterge rakamının 5 kat arttırılmasını ve süre sınırı olmadan uygulanmasını talep ediyoruz. 60 TL olan toplu sözleşme ikramiyesinin, yetkili sendikalara üye olanlara yüzde 100 artırımlı olarak 120 TL olarak ödenmesini istiyoruz. Bunlar yüzdelik zam ve diğerleri yanındaki mali haklara ilişkin tekliflerimiz. Sosyal haklara ilişkin tekliflerimizi de genel hatlarıyla şöyle ifade edebiliriz. 275 TL eş yardımı ve 75 TL çocuk yardımı olmak üzere toplamda 350 TL aile yardımı yapılmasını talep ediyoruz. Gelir vergisi kaynaklı maaş kayıplarının telafisini istiyoruz. Bu kapsamda, yıl boyunca gelirin yüzde 15 oranı üzerinden kesinti yapılmasını bu oranın aşılması halinde aşan kısmın işveren tarafından karşılanmasını istiyoruz. 2016 yılı için 830 TL, 2017 yılı için 1037 TL doğum yardımı, kamu görevlisine 3 bin 157 TL eş ve çocuklarına bin 578 TL ölüm yardımı istiyoruz. Büyükşehirlerde 300 TL, diğer illerde 250 TL kreş yardımı talep ediyoruz. Kamu görevlilerine 3 bin 946 TL, çocuklarına bin 578 TL evlenme yardımı istiyoruz. Merkez ve taşra ayrımı yapılmadan ücretsiz ya da her gün için 5 TL servis yardımı istiyoruz. Yemek servisinin ücretsiz olmasını; yemek servisi yoksa öğün başı 6 TL yemek yardımı yapılmasını bekliyoruz. 2016 yılı için 125 TL, 2017 yılı için 150 TL giyecek yardımı, yemek çıkmayan yerlerde 6 TL yemek yardımı yapılmasını istiyoruz. Ramazan ve Kurban bayramlarında bin 578 TL dini bayram ikramiyesi verilmesini talep ediyoruz. Yine fazla mesai ve tazminatlarda yüzde 100’lere varan artışlar istiyoruz.
28 ŞUBAT’IN MAĞDURİYETLERİNİ SIFIRLAYINCAYA KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK
28 Şubat mağdurlarına yönelik masada nasıl bir tutum sergileyeceksiniz?
Hem toplu sözleşme süreçlerinde hem Kamu Personeli Danışma Kurulu süreçlerinde hem de masa dışında 28 Şubat mağdurlarının sorunlarına yönelik çözüm aradık, yüzde 90’lara varan oranlarda sorunlarının çözümünü sağladık. Halen çözülmeyen birkaç detay problemin de çözümü için gerekli girişimlerimizi devam ettiriyoruz. Söz konusu problemlere toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer verdik. 28 Şubat kararları çerçevesinde uygulama, iş ve eylemler nedeniyle kılık-kıyafetle ilgili yönetsel düzenlemelere bağlı olarak istifa etmek zorunda kalan, göreve başla(ya)mayan, görevine son verilen kadın kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek için kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 28 Şubat mağduru kadın kamu görevlisinin, durumunu belgelendirmesi ve/veya belgesiz olarak tereddüde yer vermeyecek biçimde kanıtlaması halinde yeniden devlet memurluğuna atanmasını istiyoruz. Bu kişilerin açıkta geçen sürelere ilişkin mali, sosyal ve özlük haklarının başkaca bir işleme gerek kalmaksızın iade edilmesini ve hakların iade edilmesinde göreve dönme şartının aranmamasını talep ediyoruz. Yine açıkta geçen sürelerde, diğer istihdam türlerinde ve/veya kendi nam ve hesabına çalışmak suretiyle emeklilik hakkı elde edenler, emekli maaşı ve diğer bakımlardan aleyhlerine bir durum oluşmaması ve istekte bulunmaları kaydıyla durumlarına uygun kadro ve görevlerle ilişkilendirilmek suretiyle kamu görevlisi emeklisi olarak kabul edilmelerini ve buna dair intibaklarının yapılmasını istiyoruz.
MEMUR-SEN’İN YÜZDELİK ZAM TALEBİ
2016 yılı birinci altı ay için yüzde 8, ikinci altı ay için yüzde 8 olmak üzere kümülatif yüzde 16.64
2017 yılı birinci altı ay için yüzde 7, ikinci altı ay için yüzde 7 olmak üzere kümülatif yüzde 14.49
MEMUR-SEN’İN TABAN AYLIĞA ZAM TALEBİ
2016 yılı için 150 TL taban aylığa zam
2017 yılı için 100 TL taban aylığa zam
MEMUR-SEN’İN REFAH PAYI TALEBİ
2016 yılı için 2015 yılında gerçekleşen büyümeden yüzde 50 pay, 2016 yılı her üç aylık büyüme oranı kadar artışın maaşa yansıtılması.
2017 yılı için her üç ayda gerçekleşen büyümenin maaşlara yansıtılması
MEMUR-SEN’İN ENFLASYON FARKI TALEBİ
2016 ve 2017 yıllarında enflasyonun alınan maaş zammından yüksek çıkması halinde enflasyon farkının ödenmesi
MEMUR-SEN’İN KADRO TALEBİ
4/B(Yurt dışı teşkilatındakiler dahil)
4/C
Üniversiteli işçiler
KİT personeli başta olmak üzere tüm sözleşmelerin kadroya geçirilmesi.
Vekil imamlar
Vekil ebe ve hemşireler
Kamu dışı aile sağlığı çalışanları