Erdemliler ve 1 Mayıs
Hâk için mücadele verdik her dem
Özlemi var içimizde o günlerin
Özgürlük, Adalet, insanlık için
Hedefi, kardeşlik muştusu Erdemlilerin.
A.Kaytan
ERDEMLİLER ve 1MAYISÜlkemizde, 2008 yılından itibaren “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanan 1 Mayıs, 2009 yılından itibaren resmi tatil ilan edildi. Kamu görevlileri ve işçiler tarafından birçok ülkede birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak bayram gibi kutlanan 1 Mayıs'ta meydanlar coşkulu kalabalıkları ağırladı. Derin yapılanmaların eseri yakın tarihimizin kara lekelerinden biri olan 1977 Taksim olaylarından 2010 yılına kadarki süreçte, 1 Mayıs ve Taksim üzülerek ifade etmeliyim ki azınlık olsalar da birileri için kin ve nefretlerini kustukları gün ve yer olmuş. Bu süreçte yaşananlar sendika algısını ve örgütlenmeyi olumsuz yönde etkilemiş halkımız üzerinde maddi ve manevi tahribata sebep olmuştur. 2010 yılında Taksim Meydanı’nın kutlamalara açılmasını sağlayan büyük konfederasyonlarla bu yıl da ortak kutlama isteğimize yönelik çabalarımızın sonuç vermemesi üzerine tüm çalışanlar adına hakkı, özgürlüğü, adaleti haykırmak için MEMUR-SEN ailesi olarak HAK-İŞ’le birlikte Ankara Tandoğan Meydanı’nı hınca hınç doldurduk. Yıllarca mücadelesini verdiğimiz “Grevli, Toplu Sözleşmeli Hak”kın “Toplu Sözleşme” kısmı yoğun baskılarımız sonucunda anayasa değişiklik paketinde yer aldı. İlk toplu sözleşme görüşmelerinin 1 Mayıs’a denk gelmesi kamu çalışanları için büyük bir fırsat oldu. Hep birlikte toplu sözleşme taleplerimizi ve çalışma hayatındaki olumsuzlukları haykırdık. Alışıla gelmiş 1 Mayıslardan farklı olarak Tandoğan’a Türkiye’nin tüm sesleri, tüm renkleri yansıdı. Alanda ve sahnede Doğu ve Güneydoğu’nun halayı da vardı, Karadeniz’in horonu da Ege’nin zeybeği de vardı, İç Anadolu’nun misketi de. Tüm meydan coşku doluydu. 81 ilden gelen erdemliler kendi illerinin havasını, kokusunu ve renklerini de getirmişti. Meydan rengârenkti. Hava mis gibiydi, içimize çektiğimiz her nefeste, göz göze geldiğimiz her katılımcıyla güzel ülkemizin birbirinden güzel bölgelerine adeta yolculuk yaptık. 1 Mayıs kutlamalarını marjinal grupların tekelinden çıkardık. Hep birlikte çatışma, kaos, kavga ve arbede görüntülerinden kurtardık. Yeni sendika kanunumuzun Bakanlar Kurulu’ndan içi boşaltılarak Meclis'e gönderildiği gün Brüksel’de toplantıdayken, Memur-Sen’in eylem kararının mesajı geldi. Birkaç saat içinde binlerce teşkilat mensubumuzun protesto için sicim gibi yağan yağmura rağmen Güven park’ta ve TBMM’nin önünde hazır bulunduğunu öğrendik. Son yıllarda tertip ettiği program veya bileşen olduğu miting ve organizasyonlarla Memur-Sen, eylem kabiliyeti çok yüksek teşkilatlara sahip olduğunu ortaya koymuş, 1Mayıs kutlamaları bunu ispatlamıştır. Umarım bundan sonra hiçbir kurum, Memur-Sen’i, bu kabiliyetini kullanmaya mecbur etmez ve test etmeye kalkışmaz. Memur-Sen, dünyada var olan sendikalcılık anlayışından farklı bir yapıyı benimsemiştir. Türkiye’nin en büyük konfederasyonu ve sivil toplum kuruluşu olarak yönetici ve temsilcileri, “Erdemliler hareketi” bilinciyle sorumluluk taşımaktadır. Kamu görevlilerinin problemlerine gösterdiği hassasiyeti, ülkenin ve insanlığın problemlerine de göstermektedir. Ülkemizin demokratikleşme sürecine baskılara aldırış etmeden, hiçbir engele takılmadan devam edilmesini talep ederek Yeni Anayasa yapım çalışmalarına büyük katkı sunmaktadır. Memur-Sen Suriye’deki zulme isyan etmektedir. Amerika’nın Irak ve Afganistan’da katlettiği mazlumların sesi, katil İsrail’in salyalarını bıraktığı, oluk oluk kan akıttığı Filistin ve Gazze’deki öksüzün, yetimin, anaların feryadı olmaya devam etmektedir. Demokrasiyi, uluslar arası standartları ve evrensel insani değerleri önemsediğimizi, kapitalistlerin Batı Dünyası’nın iki yüzlülüklerini kabul etmediğimizi haykırmaktadır. 27 Nisan bildirgecilerine, aynı gün Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte ülkenin ilk kitlesel eylemiyle ilk “Yuh”u Şanlıurfa’da biz çektik. TSK’nın siyasetten elini çekmesini talep ettiğimiz için Memur-Sen il temsilcisi olarak STK temsilcisi 8 arkadaşımla yargılandık. (Yargılanma sırası onlara geldiğinde müdahil olacağız) Bugün de Memur-Sen camiası olarak meydanı, “Başta e-muhtıracılar olmak üzere, darbecilere, muhtıracılara bu ülkeye, bu ülkenin emekçilerine 10 yılda bir balans ayarı çeken tüm hainlere hesap sorun” diyerek inlettik. Kadrolu istihdamı, iş güvencesini, taşeronlaşmanın sona erdirilmesini istedik. Örgütsüz toplumla gerçek demokrasiye ulaşılamayacağını, Emniyet, Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanlığı, Meclis ile MGK’nın sivil çalışanlarına, infaz ve koruma memurlarına sendika hakkı istediğimizi bir kez daha haykırdık. Ankara’dan bir kez daha başörtülü kadınların, kamusal alan yalanından kurtaracak, kamu çalışanına grev ve siyaset hakkını sağlayan, vesayeti, vesayetçi zihniyeti, vesayetin tetikçilerini, tarihin çöplüğüne gönderecek demokratik, özgürlükçü, millete ait yeni bir anayasa istediğimizi haykırdık. Tandoğan Meydanı’nı adalet, hak, hukuk, demokrasi, insan hakları taleplerinin kürsüsü haline getiren flama ve bayraklarıyla alanları renklendiren, türküleriyle, halaylarıyla, horonlarıyla, zeybekleriyle meydanları coşturan, örnek bir kutlama yapan tüm emekçilere selam olsun. Ülkemizdeki farklı renklerin katılımıyla, hep birlikte, bayramların bayram gibi kutlandığı günlerin devam etmesi dileğiyle. Vesselam...