Eğitim-Bir-Sen’de Demokrasi Şöleni
Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu büyük bir coşkuyla Ankara Rixos Otel’de başladı. 5. Olağan Genel Kurulda konuşan Ahmet Gündoğdu, “Bu yola, darbecilerden kurtulmak, vesayetçilerden arınmak, ırkçılık ve faşizmden korunmak, inanç hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak, İslam aleminin birliği ve ümmetin uyanışı için yola çıktık. Bunları içselleştirirsek, akıttığımız bunca ter anlam kazanacaktır” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanvekili Günay Kaya, Memur-Sen eski Genel Başkanı ve AK Parti Milletvekili adayı Ahmet Gündoğdu salonu dolduran coşkulu kalabalığa hitap etti.
Kongrelerde birlik ve beraberlik mesajı veren Memur-Sen Genel Başkanvekili ve Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Kaya, “Çıktığımız bu kutlu yolculukta, Akif İnan’dan Ahmet Gündoğdu’ya kadar emek verenlere selam olsun. Bu yolda ahirete irtihal eden bütün yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz” dedi.
“Asla hızımızı yavaşlatmamalıyız” diyen Kaya, “Tempomuz artırmalıyız biz sıradan bir sendika değiliz, büyük bir aileyiz. Kardeşler arasında rekabet olur ama bu husumet temelli olmaz. Bizde kardeşlik olur, düşmanlık olmaz. Bizde uhuvvet olur kin olmaz. Memur-Sen olarak hem üyemizin hem çalışanımızın 77 milyonluk aziz milletimizin, her derdini dert olarak, her sorununu kendi sorunumuz olarak gördük. Memur-Sen demek adaletin savunucusu demek, Memur-Sen demek insan onurunun yanında yer almak demek.”
“ÇÖZÜM SÜRECİ VE YENİ ANAYASA KAÇINILMAZ”
Çözüm Süreci’ne dış mihrakların dahil edilmemesinin gerekliliğini de dile getiren Kaya, “ Bu süreci büyük milletin evlatları kendi içersinde çözmesi ve Türkiye gemisini okyanuslara taşıması gerekiyor. Çözüm Süreci’nde 3 kırmızı noktamız vardı. Bunlar; şehitlerimizin ruhaniyetini gücendirmemek, gazilerimizi üzmemek, uniter demokratik sistemimizden taviz vermemek olarak belirledik. Bu çizgi paralelinde Çözüm Süreci’ne her türlü desteği verdik ve vermeye devam edeceğiz. Memur-Sen’imizin Eskimez Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu eylemleriyle, söylemleriyle, gayret ve çabalarıyla Memur-Sen’imizi de akil bir kuruma dönüştürmüştür” diye konuştu.
Sivil anayasa ile birlikte Türkiye’nin yeniden küresel güç haline gelmesinin mümkün olduğunu söyleyen Kaya, “ 8 Haziran’da iktidarı ile muhalefeti ile yeni anayasanın bu milletin önüne getirilmesi herkesin talebidir. Aynı zamanda talimatıdır, aynı zamanda da emridir” dedi.
“MAZLUMLARIN ACILARINA ORTAK OLDUK”
Uluslararası arenada da çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Kaya, “Arakan'dan Filistin'e, Suriye'den Mısır'a, Afganistan'dan Doğu Türkistan'a kadar nerede bir ah var, nerede bir mazlum var ise yardımlarımızla oradayız. Çalışmalarımızla mazlumların acılarına ortak olmaya çalıştık. Bizi farklı kılan da bu kadirşinas tutumumuzdur. Bütün gücümüzle mazlumların yardımına koşuşuşumuzdur. Koşmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Arakan ve Filistin’deki zulümlere de değinen Kaya, “Evet, Arakan’da zulüm var ama biz Memur-Sen olarak orada da varız. Memur-Sen olarak Arakan’da Mehmet Akif İnan Memur-Sen yetimhanesi ve külliyesini inşa etmek için ter akıtıyoruz. Filistin’deki kardeşlerimizin yanında da varız. Atılan bombalarla başlarına yıkılan evleri yine bizler inşa etmek istiyoruz. Memur-Sen olarak orada hem okul hem hastaneler yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“BATI HER ZAMAN İKİYÜZLÜ OLMUŞTUR”
Günay Kaya, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Fransa'da bir derginin bürosuna saldırı yapıldı, orada 12 kişi katledildi biz Memur-sen olarak hiçbir terörü nasıl bir tavır olursa olsun hiçbir vahşeti hiçbir katliamı ayırt etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Ama Batı'nın her zamanki gibi bu olayda da çifte standartlı oluşunu bir kez daha haykırmakta fayda var. 12 insan için düzenlenen ve 44 ülkenin Devlet Başkanının, orada on binlerce insanla yürüyor olması, bunun karşılığında Irak'ta 2 milyon Irak’lının katledilmesine sesini çıkartmaması, Suriye'de katledilen binlerce insan için bir şeyler yapamaması, Mısır'da keskin nişancıların hedefi olan Esmaların için hiçbir etkinliğin yapılmaması üzüntü vericidir.”
“DARBECİLERE HADDİNİ BİLDİRDİK”
Eğitim-Bir-Sen/ Memur-Sen eski Genel Başkanı ve AK Parti Milletvekili adayı Ahmet Gündoğdu, “Bu yola, darbecilerden kurtulmak, vesayetçilerden arınmak, ırkçılık ve faşizmden korunmak, inanç hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak, İslam aleminin birliği ve ümmetin uyanışı için yola çıktık. Bunları içselleştirirsek, akıttığımız bunca ter anlam kazanacaktır” dedi.
“ELEŞTİRİLERİMİZ VURMAK İÇİN DEĞİL TOZ ALMAK İÇİNDİ”
“Bir örgütün sahici bir devlet olabilmesi için onun durduğu yere ve mücadelesine bakmak lazım” diyen Gündoğdu, “Durduğu yeri de sözlerinden değil, icraatlarından tahin edebiliriz. Bizim durduğumuz yer, iktidarın işini yapması için harekete geçirme gayretleri olan bir yerdir. Eleştirilerimizi vurmak olarak algılayanlar vardı, ama eleştirilerimiz vurmak için değil, Mevlana’nın da belirttiği gibi, ‘Kilime vuran kişi sanmayın ki dövüyor, o kilimin tozunu alıyor’ ifadesinde olduğu gibi tozları almaktı” şeklinde konuştu.
Gündoğdu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yaptığımız uygulamalar ve verdiğimiz kararlar başka dünya görüşüne mensup iktidarlar geldiğinde de, söyleyecek sözümüz olması için, sararmamak içindir. Bizden önceki yetkili konfederasyonun dünya görüşü kendinden olan iktidara teslim olması gibi değil. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle büyük emek verdiğimiz, özellikle MEB’de ve Üniversitelerde çalışan Genel İdare Hizmetleri Sınıfının o güne kadar başka Bakanlıklara geçmek için 200-300 TL daha fazla maaş diye, aynı statüye geçmek için yaptığı uygulamayı eşit ücret sloganıyla hayata geçirip mükemmel bir kazanıma imza attık.”
“ARKAMIZDA MİLYONLARCA DAVA ADAMI VAR”
Kuruş mu, duruş mu? sorusuna, duruş diyerek ebedi karizma imkanı kazandıklarının altını çizen Gündoğdu, “Mücadele ettik, çabaladık ve akıttığımız terlerle çok mesafe kat ettik. İş bırakma eylemini rakipler 1 saat yapmıştı bizler ise 8.00 - 17.00 oturma eylemine dönüştürmüştük. Bazı sendikaların, ‘sizden bunu asla beklemiyorduk teşekkür ederiz’ diyerek yanımıza geldiği bir ortamdan geçtik. Zaman zaman yaptığımız eylemlerle ve duruşumuzla ana muhalefetin de hedefinde olduk. Kendileri, iktidarla mücadele edememelerinden kaynaklı olarak bizi iktidar yerine koydular ve bize muhalefet ettiler. Biz ise yılmadık karşılığını Allah’tan bekleyerek her türlü bedeli göze aldığımız bu eylemleri gerçekleştirdik. Arkamızdaki milyonlarca dava adamı ile milyonlarca duacı ile başarılı olduk. Bu davanın, birinci aşaması durduğu yeri bilmektir. Durduğu yerde bütün şeytanları taşlamaktır, ikinci görevi ise tavaf etmektir inşa etmektir” ifadelerini kullandı.
Ortak akıl mitingleriyle darbecilere engel olduklarını vurgulayan Gündoğdu, “Ya darbeyi engeller huzur içerisinde yaşarız ya da darbeye durduramaz, içeride de, dışarıda da esaret içinde yaşarız diyerek, darbe girişimlerine karşı dik durduk” dedi.
“KÜRESEL OYUNLARI BOZDUK”
Gezi’de meselenin ağaç olmadığını, asıl hedefin milletin iradesinin önüne geçmek olduğunu belirten Gündoğdu, “Gezi’de ağaç sevgisi var gibi gösterildi, ama bir sanatçının attığı twit ile anladık ki mesela ağaç meselesi değilmiş. Mesele eğer ağaç meselesi olsaydı, Taksim’de 11 ağacın yerinin değiştirilmesine gösterilen tepkinin hiç değilse yüzde biri Yalova’da 147 ağaca, Diyarbakır’da onlarca ağaca gösterilirdi” diye konuştu.
“KAZANIMLAR HEDEF ALINDI”
“Meselemiz ibadet edenlerle değildi, ibadet ediyor gibi gözüken ama etmeyenlerleydi” diyen Gündoğdu, mücadelelerinin de bu yönde olduğunu vurguladı. Gündoğdu, paralel medyanın Memur-Sen’in elde ettiği kazanımları hedef aldığını, kazanımları itibarsızlaştırmak için her fırsatta saldırıya geçtiğini belirterek, “Ağustos’ta memurun 5 bin 250 TL emekli ikramiyesine bir toplu sözleşmeyle kavuşmasını, öğretmenin 123 TL net taban aylığı, 150 TL ek ödemesi almasına, 4C’lilerin yüzde 50 alışına ve emeklilerin ilk kez son yıllarda her ay 146 TL zam alışına çifte bayram manşeti atanlar, 17 Aralık’tan sonra memur aldatıldı demeye başladı ana muhalefet de bu kervana dahil oldu” dedi.
“TARAFIMIZ ÜLKESİNİ VE MİLLETİNİ SEVENLERDEN YANADIR”
Gündoğdu, 6-7-8 Ekim’deki Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olaylar karşısında da konumlarının aynı kaldığını belirterek, geçmişte Jöntürk’lere ve JİTEM’e karşı durduklarını, bugün de Jönkürt’lere müsaade etmediklerini sözlerine ekledi. Gündoğdu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Tarafımız bu ülkesini seven Kürt kardeşimizden yanadır. Eskiden Cumhurbaşkanlığı seçiminde gücümüz olsaydı Menderes’e ve Özal’a sahip çıkardık, şimdi gücümüz var dik durup milletin adamını, ilk kez Cumhurbaşkanını seçtik. Seçmekle ne kadar doğru karar verdiğimizi gördük. Fransa’da bütün Müslümanlara hakaret etme tahrikini yaparak öldürülenler için barış yürüyüşünü yapanlar ABD’deki masum 3 Müslüman’ın ölümüne ses çıkarmadılar. Ama yine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sessizliği bozarak yaptığı serzenişle, onları utanarak ses çıkartmak zorunda kalmak durumunda bırakmıştır.”
SENDİKACILIĞI BİR TARİH YAZARAK YÜCELTTİK
“Unutmayın ki biz yetim bir peygamberin ümmetiyiz yetime sahip çıkmazsak olmaz” diyen Gündoğdu konuşmasını şu şekilde sürdürdü, “Yetimler ve mazlumları önce Allah’a sonra sizlere emanet ediyorum. Sendika zalimlere karşı örgütlü olmanın önemini izah eder sendikacılığı solculuğun tekelinde zannedenlerin zihniyetini değiştirerek sendikacılığı bir tarih yazarak yücelttik. Eğitim-Bir-Sen’li, Memur-Sen’li, öğretmen Ahmet Gündoğdu ve hep öyle kalacağım.”
"GENÇLİĞİ, GENÇ MEMUR-SEN’İ SİZE EMANET EDİYORUM"
“Gençliği, Genç Memur-Sen’i size emanet ediyorum” diyerek sözlerini sürdüren Gündoğdu, “Sendikanın ne anlama geldiğini çok bilmiyorduk ama zalimlere karşı direnmek için örgütlü olmanın önemini müminlerin bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenmesi gerektiğinden biliyorduk. Geldiğimiz noktada sendikacılığın destanını yazan bir örgüte dönüştük. Bu gençlik bizim. Bu gençliği bu eğitim sisteminin testle-tost arasına sıkıştırıp sadece devlete iyi kullar olma endeksiyle yoğrulan genç olmaktan kurtarmamız lazım ya da eğitim sisteminin bize dayattığı cendereyi yıkarak, yeni ve kaliteli eğitim sistemiyle yeni nesillere dönüştürmek zorundayız. Hangi okulda nerede olursa olsun, diplomasının, kariyerinin önüne ahlaklı olmayı, hazırlıklı olmayı, ümmetin sancısını taşımayı koyamazsak bu gençliği hep beraber kaybedenler olacağız. Kaybedenler olmak istemiyoruz. Gençliği, Genç Memur-Sen’i sizlere emanet ediyorum” ifadelerini kullandı.
SİVİL SENDİKACILIKTAN SİVİL SİYASETE
Gündoğdu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Memur-Sen, sivil toplumun ruhuna aykırı yaklaşımlara asla müsaade etmemiştir bundan sonra da asla müsaade etmeyecektir. Şeffaflıktan asla taviz vermeyin, beyaz ve berrak olun. Birileri boğazına kadar pisliğe batmış olsa da sizler dürüstlük ve adaletten asla şaşmayın. Siz bembeyazsınız üzerinizde bir toz tanesi bile sırıtır siz tertemiz kalın. Artık sivil sendikacılıktan sivil siyasete geçiyorum. Bu yolun kendim için ve tüm Türkiye için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sizlere hakkımı helal ediyorum sizlerin de bana helal etmesini rica ediyorum” diye konuştu.
Kongrede Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen eski Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’ya “onursal başkanlık” unvanı, kendi imzasının olduğu ilk yönetim kurulu kararının çerçeveletilmiş hali ve bir de teşekkür plaketi takdim edildi.
Kongrede AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yardımcısı Halil Etyemez, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin birer selamlama konuşması gerçekleştirdi.