Büyük Bir Geçmişin Varisleriyiz
Dünyanın her zaman aydın fikirlerini, ileriyi gören liderlerini tarihin derinliklerinde aradığımızda, yolu bizden geçen, yolu biz olan , dünyaya yön veren liderlerin var olduğunu göreceksiniz. Fatih’in dillere destan İstanbul kuşatması, Kanuni’nin at sırtında ömrünün sonuna kadar cihat etmesi, Abdülhamid’in toprağına karşı olan derin sevdası , ecdadın başarısı, bizim her zaman farklılığımızı göstermiştir. Sadece siyasi liderler olarak değil, yaşamın bütün alanlarında, varlığını hissettiren zat-ı şahanelerimizin olduğu aşikârdır.
Zaman bizlere doğru sürüklenirken, Osmanlı dönemi şeyhülislamlık makamı, tek tek bireylere din sevgisini, vatan sevgisini, bayrak sevgisini nakış nakış işlemiştir. Geçmişte teşkilatçı İslam anlayışı yeni dönem dediğimiz Cumhuriyet yıllarında da farklı isimlerle kendisini göstere bilmiştir. Tabiki cumhuriyet döneminde anlaşılamama, mayanın tutmaması, yanılgılar, deneme yanılma yoluyla iki binli yıllara kadar sürmüş, iki binli yıllarda geçmişte kıymetini bilmediklerimize, kıymet iadesi yapılarak adeta af dilenmiştir.
Yeni süreçle birlikte toplum için değişim ruhu farklılıklarla yoğrulmaya başlanmıştır.İmkansızlıkların kol gezdiği, özgür iradelerin yok sayıldığı karanlık bir dönem, yeni aydın, sağ duyulu, ülke sevdalısı olan bireylerin verasete sahip çıkmasıyla başlamıştır.
Yeni sürecin varisleri olan aydın duruşun önderleri, toplum için, halk için yaşama gerçeğinin yanına, iman ışığıyla kavrulan bireylerin bayrağı devralma sürecini başlatmıştır.
Çok derin bir tarihi devralmış olan yeni nesil,aynı zamanda kırılmış yanların pansumanını yapma derdini sırtlanmış, yaşanmışların tekrarının olmaması için kolları sıvamıştır.
Kurumsal alanların hepsinde daha özgürlükçü yapıların oluşması için ihtiyaç haline gelen sendikalaşma, memurlar alanında da kendisini göstermiştir.
Teşkilatçı ve özgürlükçü yapının, görsele dönüşmüş şekli olan sendikalar, taşıdıkları misyon ve değerler boyutuyla ayrışarak, halkın teveccühünü kazanmıştır. İşte tam bu noktada, varlığın var olma hissini en iyi şekilde sırtlanan Memur-Sen teşkilatının hizmetkarı olduğunu kazanımları ile adeta ispatlamıştır. 1995 yılında büyük hayallerle yola çıkan teşkilatımızın başarıları rastlantı değildir. Sistemli çalışmaların vatan ve iman aşkıyla yanan kıymetlli bir yönetime sahip olması, onu diğerlerinden ayırmıştır.
Farklı renklerin, farklı dillerin, farklı etnik yapıların, hissedilir şekilde görüldüğü ve bu renk cümbüşünün güçlü ülkelerin olmazsa olmazı olduğu bu dönemde, öne çıkan Memur Sen, değerler sendikacılığını, var edene layık olma misyonunu icra etme hedefindedir. Sendikalı olmak, farklı isimlerle tarihin bütün dönemlerinde, devlet yapısına, halkın, çalışanın sesini iletmek adına demokratik ülkelerin olmazsa olmazları durumundadır. Sendikal mücadelelerle, demokratik zeminleri kendileri kazanmış, halk için örgütlü yapının daha kazanımlı olduğu adeta ispatlanmıştır.
Ülkemizde kamu çalışanının gerçek yapısını , dert sıkıntı boyutunu, 1995 yılında kurulan Memur-Sen, memurların sahipleneni, sesi, örgütlü yapısının tek yetkili adresi olmuştur. Zulümü alkışlayanların karşısında, sağlam duruşuyla bilinen konfederasyonumuz , kurulduğu günden bu güne sayısız kazanım elde etmiş, özelde üyelerinin çıkarlarını, genelde Dünya Müslümanlarının dertlerini kendi derdi sayarak bir araya gelmiş, onurlu, erdemli fertlerin vicdan- din kavramları karşısındaki dimdik duruşuyla, diğerlerinden her zaman önde olmuştur.
Refleksi her zaman hak olan bu büyük ailenin bütün üyelerini can-ı gönülden kutluyorum. Emanet aldığımız bu kıymetli görevi en iyi şekilde sürdürürken, güvenleri ile, güçleriyle, gücümüze güç katan üyelerimiz sayesinde 750 bin üye sayısını yakaladığımızı, müjdelemek istiyorum.
Ayrıştıran değil, kavuşturan olmayı, ben hissi ile değil biz hissiyle çalışan Memur Sen üyelerinin, onurlu duruşlarını, son zamanlarda yaşanmış olan, içeride ve dışarıda, ülke menfaatlerini hiçe sayanlar karşısında ki dik duruşlarını kutluyorum.
Kendi özgürlük arayışları için, başkalarının özgürlüğünü kısıtlayanların bir an evvel kayboldukları dehlizlerden çıkmalarını diliyorum.
Büyük bir ülkenin,
Ülke gündeminin hayati derecede hassaslaştığı son günlerde, bir birimize kenetlenerek, sağımızdan, solumuzdan gelebilecek bütün saldırıların karşısında, kafası karışmadan, ne istediğini ve ne yapması gerektiğini bilecek bir donanımla, ülke menfaatlerinin başladığı yerde, şahsiliği zül kabul edebilecek olgunluğa sahip olduğumuzu, gerçek ses olmak adına değil, hakkın sesi olabilmek adına bir araya gelmiş, erdemliler hareketinin varisleri olarak . Bu kutlu davayı sırtlanıp, geleceğimize emanet edeceğimiz güne kadar, alnı ak, zihni ak bir misyona ve fikre sahip olduğumuzu ifade ederek, bir sonraki sayımızda buluşuncaya dek sizi Allah’a emanet ediyorum.