Bayraktutar’ın Ramazan Mesajları Manşetlerde
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayratutar’ın Ramazan dolayısıyla gazetelere verdiği röportaj Yeni Asya Gazetesi’nde manşet verilirken, birçok gazetede de geniş yer buldu.
İşte Bayraktutar’ın Ramazan’a farklı bir bakış açısı getiren o röportajı:
Diyanet-Sen Genel Başkanı Bayraktutar,
“Ramazan sadece aç kalmak değildir”
Ramazan ayının ilk gününde dikkat çeken mesajlar veren Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bayraktutar, “Ramazan sadece aç kalmak değildir” dedi.
Bayraktutar’ın diğer mesajları işe şu şekilde:
- Müslümanların maneviyatını zedeleyen giyim-kuşamdan uzak durun
-Oruç tutmayanlar açık alanda yiyip-içmemeli
-Lokanta ve restoranlar Ramazan ayına göre dizayn edilmeli
-İsraftan kaçının aşınızı paylaşın
-Ramazan eğlence değil ibadet ayıdır
-Ramazan karpuz-kiraz festivali değildir
Diyanet camiasının en büyük sivil toplum kuruluşu olan Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası’nın (Diyanet-Sen) Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Ramazan ayının ilk gününde dikkat çeken mesajlar verdi.
“RAMAZAN SADECE AÇ KALMAK DEĞİLDİR”
-Bugün Ramazan ayının ilk günü olması sebebiyle Müslüman âlemine nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Bilinmelidir ki oruç tutmak sadece aç kalmak değildir. Oruç, yaratılma gayemiz olan Allah’a kulluğun göstergelerinden bir tanesidir. Bu vesile ile Müslüman olarak bu mübarek ayda ibadetlerimizi arttırmalı her türlü günahlardan daha fazla kaçınmalı ve Ramazanın ruhuna göre hareket etmeliyiz. Öte yandan Ramazan, birlik ve beraberlik ayıdır. Bu mübarek ayda, bir yandan Müslümanlar nefislerini ıslah ederken bir yandan da komşusu açken tok yatmamayı, çaresiz mazlum durumda olanlara el uzatmayı, yetimlerin başını okşamayı, akrabalarını ziyaret etmeyi unutmamalıdır.
“RAMAZAN’DA GİYİM-KUŞAMA DİKKAT EDİLMELİDİR”
-Toplumsal yozlaşmanın aşikar olduğu ülkemizde son dönemde Ramazan ayı olmasına rağmen sahil kentleri ve büyükşehirler başta olmak üzere hemen hemen her yerde hem dinimizin hem de kültürümüzün emirleri dışında giyim kuşam içerisinde olan vatandaşlarımıza ne söylemek istersiniz? Biz bundan bir ay önce yaptığımız basın açıklamasında caddelerde sokaklarda çıplaklığın sergilendiği reklamlara karşı çıkmıştık. Bununla beraber Müslüman’ın nasıl giyineceği dinimizce belirtilirken toplumsal örf ve adetlerimiz de edep ve hayâ’yı gözeterek zaman içerisinde belirli kurallar koymuştur. Gelinen noktada teknolojinin, TV’nin, rol-model alınan kişilerin ve modernleşmeyi çıplaklık sayan zihniyetlerin etkilerinden dolayı toplumumuz ne yazık ki bu konuda ciddi yara almıştır. Bu konuda İslam’ın emirlerinin ve toplumsal yapımızın dikkate alınarak bir tavır sergilenmesi gerektiğini belirterek Ramazan ayında daha da hassas davranılmasını vurgulamak istiyoruz. Ramazan ayında günah ve sevapların diğer aylara nazaran kat kat daha fazla yazıldığı dikkate alınırsa, güzellik ve modernlik adı altında çıplaklığı sergileyenler fark etmeden hem günaha girmekteler hem de insanları günaha sürüklemekteler. Bu bağlamda ricamız, Müslümanların maneviyatını zedeleyen giyim kuşamdan uzak durulmalıdır.
“ORUÇ TUTMAYANLAR VE İŞYERİ SAHİPLERİ HASSAS OLMALI”
Son yıllarda oruç tutmayanların sayısının arttığı belirtilirken kafe, lokanta ve restoranların Ramazanda da açık olması münasebetiyle söz konusu kişiler binlerce oruçlunun içinde yiyip içmektedir. Hem bu kişilere hem de işyeri sahiplerine söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? Ramazan bir sabır ayıdır. İnsanlar nefislerini açlıkla terbiye ederken oruç tutmayanların tutanlara saygı duyması gerekmektedir. Saatlerce ağızlarından bir lokma alamayan kişilerin hassasiyetleri karşısında onlarında hassas davranmalarını isteriz. Söz konusu kişiler, yemek yerken su içerken her an etrafında bir oruçlu olduğu kaygısını taşımalılar. Bu vatandaşlar mümkün olduğunca Ramazan ayı içerisinde dışarıda değil de evlerinde yemeleri veya kalabalık içinde değil de tenha yerleri tercih etmelerini tavsiye ederiz. Öte yandan iş yeri sahipleri de iş yerlerini Ramazan’a göre dizayn etmeli, görünen alanlarda hizmet vermemeli gerekirse iş yerlerinin içerisi görünmeyecek şekilde tedbir almalılar.
“AŞIMIZI PAYLAŞMALIYIZ”
- Dünyada olduğu gibi ülkemizde de israf önemli bir sorun teşkil ediyor. Hem genel itibariyle hem de Ramazan ayı dolayısıyla bu konuda ne düşünüyorsunuz?Hadis-i Şerif’te belirtildiği gibi ‘Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz’ düsturuyla hareket etmeyi olmazsa olmazımız saymalıyız. Dünyada milyonlarca insan açlık ile boğuşurken bir ekmeğin hayalini kurarken bizler saçıp savuran Allah’ın verdiği nimetleri çöpe atan Müslümanlar olmamalıyız. Her zaman aç ve susuz insanlara bakıp ibret almalı yarımızın onlar gibi olabileceği ihtimalini göz ardı etmemeliyiz. İsraf etmek yerine, en yakınlarımızdan başlayarak bütün mazlumlarla aşımızı paylaşmalıyız.
“RAMAZAN EĞLENCE AYI DEĞİLDİR”
-Ramazan eğlenceleri adı altında birçok belediyenin bir ay boyunca müzikli, çalgılı, türkülü, oyunlu etkinlikler düzenlediğine şahit oluyoruz. Bu ne derece doğrudur? Buna yorumunuz nedir?Unutulmamalıdır ki Ramazan bir eğlence festival ayı değildir. Ramazan ayında yukarıda saydığınız etkinlikler nedeniyle vatandaşların Teravih namazını kılmak yerine bu tür programlara gitmeyi tercih ettiğini görüyoruz. Ramazan’ın ibadet ayı olması neticesinde insanları ibadetten alıkoyacak etkinliklerin Ramazan ayının ruhuna aykırı olduğunu vurgulamak istiyorum. Ramazan’da camileri boşaltan, teravihlerden uzaklaştıran festival düzenlemek yerine belediyeler Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte hareket ederek bu ayın atmosferine uygun olarak insanlarımızı ibadethanelerimize çeken etkinlikler düzenlenmelidir.
“RAMAZAN AYI KARPUZ, KİRAZ FESTİVALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEMELİ”
-Ramazan ayı içerisinde yapılan etkinliklerin gençlik üzerinde tesiri sizce nedir?
Özellikle vurgulamak isterim ki biz etkinliklere karşıyız demiyoruz, biz Ramazan’ın ruhuna aykırı hareket edilen programlara karşıyız. Yıllarca Ramazan’ı bir etkinlik olarak algılayan, oruç gelsin de seni panayıra, konsere götüreyim diyen ve oruç tutmayan aileler var ne yazık ki, bu örnekleme çocuklarının ramazan-panayır-etkinlik algısını sadece panayır ve etkinlik algısına çevirmekte, bu durumda bizim için tehlike arz etmektedir. Ramazan ayı malumunuz kiraz, karpuz festivali de değildir.