1 MAYIS KORKU OLMAKTAN ÇIKMALIDIR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 1 Mayıs’ın tatil olmasının demokratikleşme sürecine katkı sunacağını söyledi.
1 Mayıs’la ilgili yazılı bir açıklama yapan Gündoğdu, Taksim'de kutlamanın yapılabileceğini de belirterek, ''Sendikalar Taksim olmazsa olmaz yaklaşımından vazgeçmelidirler. Ancak, hükümetler de "İlle de Taksim'de kutlatmam" dayatmalarından vazgeçmelidirler. Taksim'de maç ve yılbaşı kutlamaları yapılmaktadır. Güvenlik tedbirleri alarak ve konfederasyonlarla iyi bir iletişim içinde Taksim'de 1 Mayıs kutlaması yapılabilir.'' dedi.
Gündoğdu'nun 1 Mayıs’la ilgili yaptığı açıklama şu şekilde:
1 Mayıs çalışanların birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 1 Mayıs’ın bayram olmasının kökenleri, sekiz saatlik iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk kez Avustralya'da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856'da, sekiz saatlik işgünü lehinde gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenleyerek, hep birlikte bir günlük iş bırakmaya karar verdiler. Avustralyalı işçilerin örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu. 1886'da 1Mayıs’ın evrensel bir iş bırakma günü olmasına karar verdiler, l Mayıs'ta 200 bin Amerikalı işçi iş bıraktı ve 8 saatlik işgünü talebinde bulundu.
Osmanlı’da ilk 1 Mayıs İkinci Meşrutiyet’in ilanından bir yıl sonra, 1909’da Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Türkiye’de ise 1 Mayıs ilk kez 1923’te “1 Mayıs Amele Bayramı” adıyla kutlandı. Ancak, bir yıl sonra kitlesel kutlamalar, iki yıl sonra da tamamen yasaklandı.1 Mayıs’ın 1935’te “Bahar Bayramı” olarak kutlanması kabul edildi, ancak o gün için ücret ödenmemesi kararlaştırıldı. 1951’de yarım gün ücret ödenmesi, 1956’da tam gün ücret ödenmesi kabul edildi. 1977 yılında Taksim’de yapılan 1 Mayıs mitinginde 36 kişi öldü. 12 Eylül 1980 ihtilaliyle ise sendikal hakların büyük bir bölümü geri alınırken 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve tatil olmaktan çıkarıldı.
12 Eylül ihtilalinden tam 28 yıl sonra 2008 yılında 1 Mayıs’ın Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan edilmesi, 29 yıl sonra 2009 yılında resmi tatil olarak kabul edilmesi Türkiye’nin demokratikleşme isteğini ortaya koymaktadır. Memur-Sen olarak, 12 Eylül’de çalışanların elinden alınan haklarının geri verilmesi, bunun için de mutlaka 82 Anayasa’sının demokratikleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu haktan dini ve milli bayramlarda olduğu gibi, çalışanların tamamının yararlanacak olması da doğru bir adımdır. Burada tashihi gereken husus şudur: Eskiden kalan bir alışkanlıkla 1 Mayıs halen “İşçi Bayramı” olarak telaffuz edilmeye devam edilmektedir. Bu yanlıştır. Alınan karar açısından bakılırsa bu haktan işçi ve memur ayrımı yapılmadan tüm çalışanlar yararlanacaktır. Dolayısıyla bugünü “1 Mayıs Çalışanlar Bayramı”, “Emek Bayramı” ya da “1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü” demek daha doğru olacaktır.
TAKSİM’DE KUTLAMA YAPILABİLİR
Buradan taksim konusuna gelmek istiyoruz. 1 Mayıs mücadele, dayanışma günü olduğu kadar aynı zamanda bir barış günüdür. Barış ve dayanışma gününde bir yer için kıyametleri koparmak, meydanları kutsal, kutsal olmayan diye ayırmak doğru bir yaklaşım değildir. Bu noktadan hareketle biz, Taksim’in kutsallaştırılması ve tabu haline getirilmesine karşıyız. Sendikalar taksim olmazsa olmaz yaklaşımından vazgeçmelidirler. Ancak, hükümetler de “İlle de Taksim’de kutlatmam” dayatmalarından vazgeçmelidirler. Taksim’de maç ve yılbaşı kutlamaları yapılmaktadır. Güvenlik tedbirleri alarak ve konfederasyonlarla iyi bir iletişim içinde Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapılabilir.
Böylelikle 1 Mayıs korku ve endişe günü olmaktan çıkarılabilir. Bunu da işçi ve memur konfederasyonlarıyla birlikte hükümet ve kurumlar başarmalıdır. Nevruz düne kadar bir korku aracı olarak kullanılıyordu, bugün nevruz ateşinin üzerinden bakanlar, valiler ve emniyet müdürleri atlamaktadır. Neşe ve barış içerisinde kutlanmaktadır. 1 Mayıs’ta çalışanlar, işverenler, politikacılar başta olmak üzere herkes tarafından birlikte barış içinde kutlanabilir. Bu güzel ve anlamlı günde ülkeyi germemek, yeni krizlere zemin hazırlamamak gerekir.
Memur-Sen olarak, öncelikle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün bir bayram havasında kutlanmasını istiyoruz. İkincisi, 1 Mayıs’ta hem sendikacılığın, hem ülkenin hem de dünyanın sorunlarının ele alındığı, tartışıldığı, çözümlerin ortaya konduğu, projelerin üretildiği bir gün olarak değerlendirilmesini bekliyoruz. 1 Mayıs’ı sadece alanlarda kutlamaya hapsetmek, kutlanmaya başladığı günden beri aynı tarz eylem ve ritüellerle kutlamak sendikal üretimsizliğin göstergesidir. Kutlamalar panel, sempozyum, piknik, yardımlaşma kampanyaları, ziyaretler, anmalar gibi sosyal etkinliklerle zenginleştirilmelidir. Türkiye’nin yarınlarını aydınlatacak yol haritalarının oluşturulduğu ve toplumun değişik kesimlerini birbirinden uzaklaştıran değil yaklaştıran etkinliklerin damgasını vurduğu günlere dönüştürülmelidir.
Memur-Sen olarak, 1Mayıs’ın Emek ve Dayanışma Günü ve resmi tatil olarak ilan edilmesini destekliyoruz. Demokratikleşmenin ve özgürlüklerin tabana yayılması bakımından pozitif bir adım olarak görüyoruz. Bu pozitif davranışın daha anlamlı hale gelmesi için 1 Mayıs’ta çalışanlara ve emeklilere bir maaş tutarında ikramiye verilmesini öneriyoruz. Bunun gerçekleşmesi halinde ekonomik piyasalar canlanacak, çalışanların ve emeklilerin yüzüyle birlikte piyasaların ve esnafın da yüzü gülecektir.
Bu duygularla çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir hayat diliyoruz.